Gerçekleri anlatması mı? Karakterlerin gerçekten yaşamış, yaşayan insanlar olması mı? Emine Işınsu'nun dili mi? Bilemedim hangisi beni böyle ezen, kalbimi sıkıştırıp duran. Ertuğrul Dursun Önkuzu kendi başına yürümelerini yaparken ben de yanında yürüdüm. Ağabey! dedim, hiç doğmamış abim saydım.
Bu hikayeye duygusal yaklaşımım şundandır: Evvela milliyetçilik bir duygu işidir. O da bende ve benim gibilerde bolca vardır. 20. yüzyılda Türk milleti beyin ve kalp terbiyesinden geçmiş, medeniyet nedir bilen ve anlayan bir gençlik yarattı. (Çokça özlem onlara!) Atalar ruhundan, töresinden, değerlerinden beslenen bu gençlik bir yok oluş meselesinin karşıt tezahürü olarak şahlandı ve bir varoluş meselesi doğurdu. Hiç bitmeyen ve bitmeyecek bu doğumun sancısıdır Emine Işınsu'nun Sancı'sı. Okuyunuz.