Çocukluk, Tehcir, İstanbul

Sandıktaki Hatıralar

Ohannes Aram Kondayan
... İki hafta sonra çadırlar söküldü ve tehcir edilenler bir kez daha bilinmez bir yere doğru yola çıkarıldılar. Jandarma çadırının yanında duruyordu. Oğlan ona yaklaştı ve üzerinde küçücük renkli boncuklarla çiçek desenleri işlenmiş küçük bir bozuk para kesesini kabul etmesini rica etti. Bu oğlan için kıymetli bir şeydi. Bu keseyi ona doğduğu şehirde Noel ve Paskalya'da amcasıyla birlikte ziyaret ettikleri mahkûmlar vermişti. Oğlanın evinden getirdiği hediyelere karşılık olarak mahkûmlar da bunu vermek istemişlerdi. Jandarma keseyi kabul etmeden önce bir an duraksadı. Belli ki bu insanlar yola çıkarken ne zamandır aklından geçirdiği ve giderek derinlere kök salmış olan bir şeyleri söylemek istiyordu. Gökyüzünü işaret etti "Sizin Ona varan kendi yolunuz var, bizim kendi yolumuz. Bütün yollar O'nda buluşur" dedi. Oğlan büyüyüp de yetişkin bir erkek olduğunda bu jandarma kendisi için iyi kalpli bir insandan çok daha fazlasını ifade etmeye başladı. Tehcir yıllarından sağ kurtulacak denli şanslı olmuş, sonrasında ise bu tehcirden daha az acılı ya da ümit kırıcı sayılamayacak başka deneyimlerden geçmişti. Ama tüm bunların ortasında her zaman Anadolu ovalarındaki bu sıradan, okuma yazması olmayan, silahlı muhafızı insanlığın, daha derin bir maneviyatın, daha kalıcı insani niteliklerin simgesi olarak aklına getirebiliyordu. Bu adam, tek bir insanın çilesinde ve adanmışlığında bütün ruhların akrabalığını hissetmişti. Aileye sağladığı su bir inanç eylemiydi, kendi ruhunun özgürlüğünde keşfettiği şeyin evrenselliğine olan inanç... (Tanıtım Bülteninden)
Yazar:
Ohannes Aram Kondayan
Ohannes Aram Kondayan
Çevirmen:
Karin Karakaşlı
Karin Karakaşlı
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 33 dk.Sayfa Sayısı: 90Basım Tarihi: Eylül 2013Yayınevi: Boğaziçi Üniversitesi YayıneviOrijinal Adı: May His Soul Lie In The Light
ISBN: 9786054787098Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
90 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
Ohannes Kondayan, ailesinin kullandığı ismiyle Aram, 1905'te İzmit'in Bardizag(Bahçecik) ilçesinde dogdu. 1915 yılında ailesiyle birlikte Suriye'ye sürülmek üzere yük vagonlarında Orta Anadolu'ya kadar getirildi. Konya Ereğlisi'nde bir süre tutuldukları kamptan Protestan Almanların müdahalesiyle çıkarılan aile, Konya'ya yollanarak 1.Dünya Savaşı süresince Konya'da yaşadı. Savaştan sonra İstanbul'a yerleşti. Ohannes Aram Kondayan, Robert Kolej'de okudu ve mezun olduğu 1927 yılında matematik hocası olarak hemen işe alındı. 1969 yılında emekli olana kadar --41 yıl-- Robert Kolej'de hocalık yaptı. Ohannes 1970 yılında ailesiyle birlikte Amerika'ya yerleşince resim yapmaya başladı ve gençlik günleri ile bağlantılı anı-hikayeler yazdı. 2002 yılında, 97 yaşında, Lexington, Virginia'da vefat etti. Bu eser Betty Kondayan'ın eşinin vefatından sonra hic dokunmadığı çocukluk anıları, bazı çocukluk izlenimlerini hikaye ettiği yazılarıyla seçtiği on hikayeyi ve ohannes'in yaptığı bazı resimlerle aile fotograflarının Virginia'da bir kitapçık olarak 2007'de yayınlanmasıyla oluştu. Kitap Boğaziçi Üniversitesi yayınlarından Nüket Esen'in çalışmaları sonucu Türkçeye çevrilip yine onun önsözüyle Türkiye'de yayınlandı. Önsözden: Kalıplaşmış siyasi söylemler yerine herhangi bir insanın biricik olan hayatında yaşadıkları, düşündükleri, hissettiklerini aksettirerek yüreğe işledikleri için kayıtsız kalınamayacak "belgeler" oldu bu hikayeler. Bu kitap da onlardan biri... Nüket Esen/2009
Sandıktaki Hatıralar
Sandıktaki HatıralarOhannes Aram Kondayan · Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi · 20137 okunma
Reklam
90 syf.
·
Puan vermedi
·
31 saatte okudu
İçinde yazarın tehcir öncesi ve sonrası anılarının bulunduğu hüzünlü bir kitap. Devlet siyaseti olarak Balkanların kaybedilmesi nedeniyle tehciri gerekli olduğunu düşünüyorum, ancak kurunun yanında yaşın yandığı gibi devlet düşmanı eşkiya ve vatana ihanet edenlerin dışında tüm toplumun tehcire zorunlu tutulması çok kötü bir durum. İyi insanlar için çok kötü bir olay. Kötüler zaten haketmişlerdi. Dönem olarak gerek eşkiyalıklar, gerekse hastalık ve yaşlılığa bağlı olarak çok fazla sayıda Ermeni toplumundan insanımızı kaybettik. Ama sayının Ermeni lobilerinin bahsettiği şekilde bir milyon gibi bir sayı olduğuna hiç inanmıyorum ama azımsanamayacak kadar insanımız vefat etti, dini ve ırkı ne olursa olsun. Asıl büyük kayıp, Ermeni ibsanlarımız kalifiye insanlardı, meslek erbabıydı, onların yerinin boşluğunu doldurmak, aniden gerçekleşecek bir şey değildi, bu nedenle devlet zor bir karar aldı, bence bu karar doğruydu tüm sıkıntılarına rağmen. Çünkü balkanlardaki içten yapılan varana ihanetler, toprak kayıplarının asıl nedenidir. Gelelim kitaba, 1 milyon Ermeni'nin öldüğü iddiası dışında kitap Ermeni lobilerine hizmet etmeyen bir kitap. Hatta aksine Anadolu insanının, askerinin tehcir boyunca yaptıkları iyilikleri anlatıyor. Zaten bu nedenle bu kitabın ismini pek telaffuz etmiyor lobiciler. Toplumumuzun yaşadığı acıları farklı bir gözden okumak isteyenler ve Ermeni tehcirine ilgi duyanlar için okunulması bu gereken bir eser, tavsiye ederim.
Sandıktaki Hatıralar
Sandıktaki HatıralarOhannes Aram Kondayan · Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi · 20137 okunma
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.