Sandman serisinin 8.cildi Dünyaların Sonu; mitolojik karakterlere, büyülü olaylara,hikaye içinde geçen hikayeleri işleyen yapısı ve etkileyici son bölümü ile kolay okunan, keyifli bir kitaptı. Son kısımda yer alan çizimler, öykünün bağlanma şekli, Stephen King'in önsözü ve kadınlara yönelik toplumsal bakış açısına dair sorgulamalar dikkatimi çeken özelliklerinden oldu.
Büyük bir fırtına;insanlar, periler, kenteaurlar, nekropolitanlar gibi varlıkların, yeri ve hangi zamanda varolduğu bilinmeyen Dünyaların Sonu Hanı'na sığınmasına sebep olur. Evrende yankı uyandıran bir olay yaşanmaktadır, bu durum farklı alemlerde yaşayan varlıkların yolculuklarını kesintiye uğratmıştır. Handa toplanan yolcular, fırtınanın geçmesini beklerken, vakit geçirmek amacı ile birbirlerine hikayeler anlatmaya karar verir. Bazı hikayeler ise kendi içinde de farklı hikayeler barındırmaktadır. Efsanelerde geçen yaratıklar, intikam peşinde ruhlar, farklı bir geçitle içine girilen rüya gören şehirler, ölüleri defin yolu ile onurlandıran varlıklar, ölümsüzlüğü sağlayan meyveler, ülkesine onurla hizmet etmeyi hayatının amacı haline getirmiş bir insan, böylece Dünyalar'ın Sonu Hanı'na konuk olur.
En beğendiklerim; Peri Cluracan'ın öyküsü, Prez Rickard'ın Morpheus'a uzanan yolculuğu ve Nekropolitan Petrefax'ın içinde 3 farklı hikaye daha barındıran Havaya Defin töreni oldu.