Şimdi sana kâğıt kalem verecekler. Bu tün bildiklerini yazacaksın. Bakalım dürüst davranacak mısın? Biz her şeyi biliyoruz. İyi düşün ve bir bir yaz. Hangi sendikacıları tanırsın? TIP'ten kimlerle arkadaşsın? Okuldan kimlerle arkadaşsın? Bunları bu gece düşüneceksin, yazacaksın, yarın sorgun olacak. Bizi yanıltmaya kalkışırsan yandın. Bizim de, senin de vaktimiz çok. Aceleye gerek yok. Bize yardımcı ol, seni hemen, geldiğin gibi geri gönderelim. Aksi halde sana eziyet etmek zorunda kalacağız. Biz sadist insanlar değiliz. Senin gibi aydın bir delikanlıya bunları açıklamaya gerek yok. Zaten seni sorguya çekenler ve uzmanlardan çoğu yurt dışında eğitim görmüş yüksek tahsilli, yurtsever insanlardır. Haydi evladım... Şimdilik çıkartsınlar seni.... Düşün, iyi düşün."
İlk 'komünist' sözcüğünü Dörtyol'da, bir duvar afişinde gördü. Ortaokula gidiyordu. Ağzından kırmızı alevler çıkartan bir ejderha resmi vardı afişte. 'Komünizm tehlikesi' yazıyordu üstünde. Komünizmi afişteki gibi bir şey sanıyordu.
Lise birde Yaşar Kemal'in 'İnce Memed'ini okudu. Hayran kaldı. Oysa Yaşar Kemal'e de 'komünist', roman içinde 'komünizm propagandası yapıyor,' diyorlardı.
"Bir daha böyle komünist kitaplar okuma," dediler ve Nihal Atsız'in kitaplarını verdiler.