Sarı Lacivert Kurtuluş kitaplarını, Sarı Lacivert Kurtuluş sözleri ve alıntılarını, Sarı Lacivert Kurtuluş yazarlarını, Sarı Lacivert Kurtuluş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kulübün amblemi eksikti.
Kulübün amblemini, takıma futbolcu olarak alınan penaltı kralı Topuz Cemil çizecekti.
Topuz Cemil derin düşünmüştü. Amblemi nasıl çizdiğini soranlara şunları anlatıyordu:
Resme merakım, biraz da yeteneğim olduğu için amblemi çizmemi istediler. Çok heyecanlandım. Günlerce kafa yordum. Sonunda bir karar verdim. Önce bir yuvarlak çizdim, içine bayrağımızın renklerinden kırmızıyı, çevresine de beyazı yerleştirdim. Ortasına da stilize edilmiş bir kalp çizip, asaleti temsil eden lacivert renge boyadım. Çevresini de defne dalı ile süsledim."
Enver Bey, bir gün Saint Joseph'ten arkadaşları Nurizade Ziya Bey ve Ayetullah Bey'i de yanına alıp, Sami Paşazade Sezai Bey'in yeğeni Bahriyeli Necip Bey'in Moda'daki evine gitti.
O gece, Moda Beşbıyık Sokak'taki 3 numaralı evin alt katındaki selamlık dairesinde milyonların sevgilisi olacak bir takımın temelleri atılmak üzereydi.
"Fenerbahçe" dedi Enver Bey.
"Papatyanın renkleri olsun!" dedi Enver Bey.
Ayetullah Bey biraz şaşkınca: “Papatyanın renkleri mi?" dedi. “Yani, sarı ve beyaz mı?" diye de ekledi.
"Evet!" neden olmasın dedi, Ziya Bey, "Neden olmasın? Hem asil, hem uyumlu, hem anlamlı, hem de göze batmaz...?"
O gece kulübün renkleri “sarı beyaz" olarak kabul edildi; ama bu renkler daha sonra "sarı laciverte" çevrilecek, Fenerbahçe kuruluştan
itibaren kullanmaya başladığı o sarı lacivert çubuklu formalarla özdeşleşecekti.
Enver Bey, Nurizade Ziya Bey, Ayetullah Bey ve Necip Bey 1907 yılının baharında Fenerbahçe'yi kurmuşlardı. Birkaç gün sonra onlara Hasan Sami ve Hintli Asaf da katılacak ve Fenerbahçe birdenbire büyümeye başlayacaktı.
Fenerbahçe Kulübü'nün ilk başkanı Ziya Bey ertesi gün kolları sıvadı.
İzmir'deki ilk Türk futbol kulübü İttihat Terakki Cemiyeti'nin İzmir il binasında kuruldu. Adı, "Karşıyaka Gençlerbirliği'ydi. Kırmızı-yeşil renkli takım daha sonra "Karşıyaka Spor Kulübü" adını alacak ve yıllar sonra binlerce insanı peşinden sürükleyecekti.
1912 Balkan Savaşı sırasında yabancıların İzmir'i terk etmesiyle meydan Türklere kalmıştı. Rum takımlarının yerini şimdi Türk takımları alıyordu. Karşıyaka'dan sonra Hilal, onun ardından da Altay kulüpleri yeşil sahalarda renklerini sergilemeye başlayacaklardı.
Altay da Karşıyaka gibi İttihatçıların takımıydı.
Osmanlı'ya ilk futbol topunu getirenler İngiliz Levantenlerdi. İzmir'in ünlü Levanten aileleri, Giraudlar, Wihittaller, Charnaudlar Türkiye'de futbolun ilk tohumlarını atmışlardı. 1900 yılında İzmir'in yeşil alanlarında futbol oynamaya başlayan İngilizler çok geçmeden İzmir'in ilk futbol kulübü olan “Futbol and Rugby Club”ı kuracaklardı. İstibdat yönetimi Müslümanların kulüp kurmalarını yasakladığı için İzmir liginde sadece yabancı takımlar boy gösterecekti. İzmir'de Rum, Yunan, Ermeni, İngiliz takımlarının sayısı her geçen gün artıyordu: Panianios, Pelops, Evangalis, Apollon, Iskoş, Karavokiri, Midilli Karması adlı takımlara Garibaldi adlı bir de İtalyan takımı katılmıştı.
"Black Stoking"**
Uyanık Türk gençleri, kurdukları takıma İngilizce bir ad koyarak ve takımın kurucu kaptanı Fuat Hüsnü Bey de kendisine "Boby" takma adını vererek Sultan Abdülhamid'in ceberrut hafiyelerinden kurtulmayı amaçlarken, bir ayrıntıyı gözden kaçırmışlardı. Takımın adı ve bazı futbolcuların adları kamufle edilmişti, ama renkleri her şeyi ele verebilirdi. Kırmızı-Beyaz renk çok çabuk göze batabilir ve takımın sonunu hazırlayabilirdi.
İlk Türk takımı Black Stoking ilk maçına 28 Ekim 1901'de çıktı.
İlk Türk futbolcusu Fuat Hüsnü Bey Abdülhamid istibdadından zor bela paçayı kurtarmıştı; ama takımın ikinci kurucusu dışişlerinin çiçeği burnunda memurlarından Reşat Danyal Bey arkadaşı kadar şanslı değildi, Fuat Hüsnü, bir hafta kadar sonra arkadaşı Reşad Danyal'ın Tahran Sefareti'ne gönderildiğini öğrenecekti.
Reşad Danyal, İran'a sürgün edilmişti. Suçu, futbol oynamaktı.
Fuat Hüsnü Bey'in içindeki futbol ateşi ise henüz sönmemişti, büyük umutlarla kurduğu ilk Türk takımı Black Stoking kısa süre sonra
dağılmıştı, ama onun pes etmeye hiç niyeti yoktu. İstibdadın pençesinden kurtulur kurtulmaz soluğu İngilizlerin kurduğu “Kadıköy Spor Kulübü'nde aldı ve “Boby" takma adıyla İngilizlerin arasında top koşturmaya başladı.
İstanbul'un Anadolu yakasında yabancılara ait futbol takımlarının sayısı her geçen gün artıyordu: Kadıköy (1899), Moda (1896), Elpis, Stroggles, Imogene (1900) takımları kendi aralarında amatör bir lig bile oluşturmuşlardı.
Fenerbahçe'nin gerçek kuruluş tarihi 1899'dur. O yıl Kadıköylü gençler "Black Stoking" yani "Siyah Çoraplılar" adlı bir takım kurmuşlardı. "Siyah Çoraplılar" 1907'de kurulacak olan Fenerbahçe'nin çekirdeğini oluşturmuştur.