Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Jön Türkler Abdülhamid'e Karşı

Selanik'in Yükselişi

Necmettin Alkan

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Jön Türklerin Korkulu Rüyası Şemsi Paşa
Mitrovitçe’deki 18. Nizâmiye Fırkası komutanı olarak görev yapan Ferik Şemsi Paşa, bölgede oldukça etkiliydi ve halk arasında sevilmekteydi. Kendisi Jön Türkleri “çapkın çocuklar” ve “yalnız menfaatlerini düşünür kimseler” olarak adlandırmaktaydı. Dindar olan Paşa, hacda “Beytullah huzurunda padişah yolunda ölmeyi aht ve peyman ettiğini [...] etrafına açıkça söyleyecek kadar da padişaha sadıktı. II. Abdülhamid’in kendisinden aldığı emirleri “sürat ve gayretle” yerine getiren Şemsi Paşa’ya karşı olan “teveccüh ve itimâdı” oldukça fazlaydı. Pester Lloyd’da yayınlanan uzunca bir haberde, “İslam’a ve halifesine bağlı kahraman bir Boşnak” olarak tanıtılan Şemsi Paşa Jön Türkler karşısında abdülhamidî yönetim adına bölgedeki en önemli dengelerden biriydi.
JÖN TÜRKLER ABDÜLHAMİD’E KARŞI 1908 İHTİLÂLİ - TİMAŞ YAYINLARI
AVRUPA’YA RAĞMEN AVRUPALILAŞMAK
Osmanlı Devleti, modernleşmede Batı Avrupa’yı kendisine model almak suretiyle, bu coğrafya üzerindeki kadîm iddiasından vazgeçtiğini de bir şekilde kabul etmişti. Nitekim Avrupa bundan böyle, cihâd edilecek ve ilâ-yı kelimetullah uğruna askerî seferler düzenlenecek topraklar olmaktan çıkmış; model alınacak ve her anlamda onunla bütünleşilecek bir coğrafya olmuştur.
JÖN TÜRKLER ABDÜLHAMİD’E KARŞI 1908 İHTİLÂLİ - TİMAŞ YAYINLARI
Reklam
Fakat bütün bu farklı unsurlar(ı) bir araya getiren öncelikli ortak bir hedef vardı: Sultan 2.Abdülhamid ve abdülhamidî yönetimin karşıtlığı. Devletin varlığı için bir "tehlike" olarak görülen ve "müstenid" olarak adlandırılan 2.Abdülhamid'in yönetimine karşı mücadele etmek, Jön Türkleri ve benzer oluşumları birleştiren sihirli tutkaldı. Mücadelenin hedefi olan meşrutî yönetime geçilmesiyle ve yine mücadelenin kaynağı olan abdülhamidî yönetimine son verilmesiyle birlikte, bu tutkal çözülmüş ve her unsur kendi gizli gündemine bir şekilde dönmüştür. Bu ise, Osmanlı Devleti'nin sonunu hazırlamıştır.
Sayfa 73
II. Abdülhamid’in Jön Türk Hareketi’nin ortaya çıkmasına olumlu etki eden diğer uygulaması ise tarih terminolojisine “istibdâd” şeklinde geçen ve dönemiyle âdeta özdeşleşen “baskıcı” yönetimidir. II. Abdülhamid bir taraftan yukarıda bahsedilen birçok okulun ve kurumun açılmasına ve yaygınlaşmasına imza atarken, diğer taraftan da buralardaki öğrencileri “baskı” ve “gözetim” altında tutmuştur. Başta Jön Türk Hareketi’ne mensup olanlar olmak üzere, döneme şahitlik eden pek çok kişi, II. Abdülhamid’in “istibdâd” yönetiminden mağdur olmuş ve hatıratlarında bu durumu fazlasıyla dile getirmişlerdir. Sonuçları itibarıyla Sultan’ın bu yönetimi, gençler arasında bir “tepki dalgasının” doğmasına neden olmuştur. Bu dalga, bilindiği gibi genel olarak Jön Türk Hareketi’ne dönüşmüştür.
JÖN TÜRKLER ABDÜLHAMİD’E KARŞI 1908 İHTİLÂLİ - TİMAŞ YAYINLARI
Nitekim Şemsi Paşa’nın Resneli Niyazi Bey’in takip edilmesi ve yakalanması için görevlendirilmesi, Manastır’daki ve bölgedeki Jön Türkleri bir hayli korkutmuş; endişeye sevk etmişti. Külçe, Şemsi Paşa’nın görevlendirilmesinin Selanik ve Manastır’da cemiyet üzerinde yaptığı etkiyi şu şekilde anlatmaktadır: “Selanik, Manastır yerinden oynuyordu. Padişaha harp ilân eden cemiyete hükümdar taarruza karar vermiş, çok çetin ve şöhretli bir adamını seçmişti. Şemso!... O, astığı astık, kestiği kestik bir adam tanınmıştı. Herkes titriyordu. Herkesin üzerinde teneffüslerini darlaştıran bir baskı vardı. Selanik, Manastır merkez heyetleri korkunç bir kâbus geçirerek kaçacak delik arıyorlardı. İçtimalara kimse gelmiyor, fedailer ortada yok [...] Şemsi Paşa’yı katleden Âtıf Bey de aynı şekilde bu görevlendirmeden dolayı Manastır’da cemiyetin reislerinin “bitkin bir halde ve ruhi bir panik” içine düştüklerini belirtmektedir.
JÖN TÜRKLER ABDÜLHAMİD’E KARŞI 1908 İHTİLÂLİ - TİMAŞ YAYINLARI
Mevcut yönetim için böylesine bir önemi haiz ve bölgede etkili olan; cemiyete korku salan Şemsi Paşa’nın öldürülmesi, 1908 Jön Türk İhtilâli’nin başarısı açısından bir dönüm noktası olmuştur. Nitekim o sıralarda Ohri Kaymakamlığı’nda görev yapan Süleyman Kâni’de, “cemiyeti büyük felâkete, izmihlâle uğramaktan kurtaran [...]” gelişmenin, Şemsi Paşa’nın öldürülmesinin olduğuna inanmaktadır. Yine başka bir eserinde, Firzovik Toplantısı hakkında bizzat Galip Bey’le yapmış olduğu bir görüşmede, kendisinin şunları söylediğini belirtmektedir. “Ancak Şemsi Paşa vurulmuş olmasaydı bu işlerin böyle yürümeyeceği muhakkaktı. Meşrutiyet inkılâbını Âtıf’ın parmağına medyunuz!”
JÖN TÜRKLER ABDÜLHAMİD’E KARŞI 1908 İHTİLÂLİ - TİMAŞ YAYINLARI
Reklam
Bu toplantıya katılan Fethi Okyar, Mülâzim Atif Bey'in söz alarak şunları söylediğini yazmaktadır: "Bunun tek yolu Şemsi Paşa'yı öldürmektir. Aksi halde oluk gibi kan akacak, yüzler, hatta binlerce masum vatan evladı heba olacaktır. Üstelik bu hâl, düşmanlarımıza fırsat verecek, çeteler büyük şehirlere bile saldıracaktır. Ben maddi Manevî mesuliyeti üzerime alarak Şemsi Paşa'yı öldürmeyi teklif ediyorum Sizler bunu kabul ediniz. Ben kararınızı yerine getiririm." Atif Bey'in bu konuşmasını veren Okyar, devamında ise Manyasîzâde Refik Bey'in yerinden fırlayarak gözyaşları içinde Atif Bey'i kucakladığın anlatmaktadır.
Sayfa 264
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.