Ruth başını iki yana salladı ve"Hayır,bence onlar sadece bağımsız insanlar ve hep öyle kalmak istiyorlar,değişmeleri olanaksız,"diye konuştu."Her şeyi alıştıkları gibi,kendi başlarına yapmak daha çok güven veriyor onlara."
Ruth da Len Amcasını hiç sevmezdi.
Ruth birden gülmeye başladı ve Kitty'ye,"Aklıma bir şey geldi,"dedi.
"Yaa,neymiş o dâhiyane fikir bakalım?"
"Neden bir gece uyurken öldürmüyorsun Len Amcayı?"
Gloria gülmeye başladı ve Ruth,"Vur kafasına bir şey,geberip gitsin Kitty,"diye devam etti.
"Yani o sana bunu yapmadan önce sen yap ona.Ondan önce davran demek istiyorum."
Bayan Pommeroy,"Ruth!"diye bağırdı ama o da gülüyordu.
Bu insanların kökenleri de birbirine benziyordu.Sayıları da fazla olmadığı için,aralarındaki evlilikler nedeniyle zaman içinde birbirlerine gittikçe daha çok benzemeye başladılar.
"Sana Ruth adını İncil'den mi verdiler?"diye sordu.
"Bana bu adı nasıl ve nerden verdiklerini bilmiyorum."
"İncil okumadın mı hiç?"
"Pek fazla okuyamadım doğrusu."
"Ruth Eski Ahitte anlatılan büyük bir kadının adıdır.O kadın dişi sadakatinin örneğiydi."
"Yaa,öyle mi?"
Maine deniz yasalarına göre,ıstakoz avlama lisansına sahip olan her balıkçı Maine sularında istediği yere ıstakoz kapanı ya da tuzağı bırakabiliyordu Yasa böyle der ama gerçek farklıdır.Bazı balıkçı aileleri her zaman aynı sularda avlanırlar,çünkü çok eski zamanlardan beri hep böyle yapmışlardır.Bazı bilgeler uzun yıllardan beribbelirli bazı adalara aittir.Bazı ıstakoz bölgeleri çok uzun zamandan beri belirli ailelerin kontrolü altındadır.Okyanus suları çitlerle çevrilmiş,bölgelere ayrılmış değildir ama geleneklere göre bölünmüştür ve acemi balıkçıların bunlara çok dikkat etmesi gerekir.
Denizdeki bölge sınırları görünmez ama vardır bunlar ve her zaman o bölgedeki balıkçılar tarafından denetlenirler.Fakat toprağını ya da denizdeki bölgesini büyütme arzusu insanoğlunun doğasında vardır,hep isterler bunu.Her fırsatta av sahalarını biraz daha genişletmeye çalışırlar.
"Opal on yedi yaşında ama koca memeli bir kız ve bu da bebeğinin şansı işte.Ben on yedi yaşımdayken memelerim olup olmadığını bile hatırlamıyorum doğrusu."
"Öyle deme Bayan Pommeroy,elbette senin de göğüslerin vardı,çünkü sende on yedi yaşında evlenmişsin."
"Haklısın,ama on iki yaşımdayken göğsüm dümdüzdü galiba.Yanılmıyorsam bir gün ablamın göğüslerini görmüş ve onların ne olduğunu sormuştum ona.Şimdi çok iyi hatırlıyorum,o da bana onların bebek maması olduğunu söylemiş ve gülmüştü."
"Gloria mı söylemişti bunu?"
"Hayır,Kitty söylemişti."
"Ama sana o zaman gerçeği söylemeliydi."
"Gerçeği kendisi biliyor muydu bakalım?"
"Kitty mi bilmeyecekti bunu?Güldürme beni!Senin o ablan çokbilmiş bir bebek olarak gelmiş bu dünyaya,inan bana!"
"Düşünsene,Kitty o zaman bana gerçegi söyleseydi ve'Bunlar kadının güzelliği,bunlar meme ve bir gün seni seven erkekler emmek isteyecekler onları'deseydi ne düşünürdüm ben,ne yapardım?"
"Evet,ama sadece seven erkekler değil,bebekler de emiyor onları işte.Kitty'ye bakarsan başka kadınların kocaları da emdi onun memelerini."
Chester bir gün ona,"Sana nasıl öğüt vermemi istersin?"diye sordu ve sonra parmaklarıyla sayarak verebileceği öğüt türlerini anlattı.
"Örneğin meslek hakkında,aşk hayatın,ne yapmak istediğin hakkında,özel öğüt ya da düzenli öğütlerden verebilirim,nasıl bir şey istersen?"
Ruth ona,"Haşiş var mı sende peki?"diye sordu.
"Elbette var."
"Ondan biraz deneyebilir miyim acaba?Yani,sen satıyor musun haşiş?Param var,alabilirim,birliyor musun?"
"Ben sana bir kart oyunu göstereyim,daha iyi."
"Ben kart oyunu istemiyorum,Chester."
"Yüzün bana oldukça tanıdık geliyor Ruth."
"Ben de Fort Niles'daki herkese benzediğim için öyle geliyordur size.Bir hepimiz birbirimize benzeriz efendim.Bizim hakkımızda söylenen espriyi mutlaka duymuş olacaksınız-derler ki,yeni yüzler satın alamayacak kadar fakir olduğumuz için hepimiz aynı yüzü kullanıyoruz.Ne kadar komik,değil mi?"