Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
İnsanların zaafı keramet görmemek değil imani hakikatleri bilmemekten, Rablerinden uzaklaşmaktandı. Verilene verenden çok bakmaktandı.
Sayfa 50
Bu necip millet Kur'ân'a sahip çıktığı günlerde hiç mağlup olmuş, hiç zelil düşmüş müydü? Nezaman Kur'ân'dan uzak düşülmeye başlandı ise o zaman perişaniyet başlamıştı. Sadece bu dünya için paşa olsa ne olacaktı? Cehenneme gittikten sonra sultan olmanın ne kıymeti vardı? İnsan, kulluğunu, misafir olduğunu unutmazsa aziz oluyor, sahiplenir, nankörleşirse dünyasını da ahiretini de yitiriyordu. Onun için yeniden mesai imana, ahlaka, ilme teksif edilmeliydi.
Sayfa 177
Reklam
Anglikan Başpapazı İstanbul'a geldi. Sorular soruyor, Şeyhülislamlıktan bunların cevabını istiyordu. Uzun uzun cevap verebilirlerdi. Altı yüz kelime diyorlardı... Dilerlerse altı bin kelime... Cevapların istismarlarına uygun olmasını bekliyor, diledikleri yeri cımbızlayarak halkın kafasını karıştırmaya muvaffak olmayı umuyorlardı. Dinlerine karşı lakayt hale getirdikleri kitlelerin zihinlerinin allak bullak edilmesinde birkaç adı Müslüman, kökü ve aslı Hıristiyan gizli yandaşlarını da kullanacak, belki de en çirkin saldırılarını onlara yaptıracaklardı. Sanki hep galip olmuşlar gibi, "Müslümanlık iyi ise Müslümanlar niye mağlup?" diyecek, on asrı bir asırlık saltanatlarının arkasında saklamaya çalışacak, geriliği Müslümanlığa yamayacaklardı. Kendisine güvenmeyen, değerlerinden, dedesinden nefret eden nesepsizler oluşacak, bunlar istenildiği gibi kullanılacaktı.
Sayfa 265
Evet, devletler ölüyor, devirler ölüyor, insanlar ölüyordu. Aldanmakta fayda yoktu, gün akşam oluyordu.
Sayfa 236
İnsan, kim bilir ne kadar çok şeyle iç içe yaşıyor, fakat ne kadar azını görebiliyordu.
Sayfa 57
Herkes dersini başkasına veriyor, nasihatini nefsine değil nesline yapıyor, bu sebeple de kimsenin nasihatinin kimseye bir tesiri ve müşterisi olmuyordu. Anlatanların hali dillerinden başka şeyler söylüyor, insanlar hal dilini kalden daha çok dinliyordu.
Sayfa 208
Reklam
Gençliği ihmal, geleceği ihmal demekti.
Sayfa 37
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.