Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Eğri adamı doğrultamazsın, doğru adamı eğriltemezsin.
Sayfa 132Kitabı okudu
Kim bilir neler bekliyordu, sırları asma kilitlerle bağlı, sabunları iğneli, düğümlerine üflenik Sabiha’yı. Yıldızsız geceden, güneşli sabaha kadar neler değişirdi, pembe ve ak kirazların, akşamdan sabaha renk attığı gibi.
Reklam
Ey benim iki gözüm, gözün bilir mi ki görür mü ki gözlerime baktığında gördüklerimi? Tıpkı iki aynanın birbirine baktığı anda açılan sonsuzluk penceresi gibi sonsuzluk.
Ne sattıkları tam anlaşılmayan bu pazarı, ikisi de seviyordu. Burada, yenilikleri solup geçmiş eşyalarda mazi arayıp bulmak ve geçmişlerini, parayla değiş tokuş ederek inşa etmeye çalıştıklarının farkında bile değillerdi. "Eskici bize biraz mazi Biraz da mavi ver" diyordu ruhları da dudaklarına vurmuyordu bu sözcükler.
Derininden yaralı Ali’nin evinde her şey yolundaydı. Paraysa para, pulsa pul. Evi, atı, arabası, ekili-dikili tarlaları, oğlu, güzel ve maharetli karısı, sağlığı. Ne ister ki insan? Mutlu mutlu giderken, birden kendini, cami duvarına işeyen köpek gibi hissetmeye başlamıştı. Belki de sonunu getirecek fermanın ilk satırlarını işliyordu da gönül ferman dinlemiyordu.
Reklam
Karısında tuhaf, hızlı bir değişim hâsıl olmuştu ki sormayın gitsin. Ölüm anındaki tövbenin kabul olunmadığı gibi son andaki bu değişimler , yapmacık geliyordu Ali’ye.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.