Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Temel Yaklaşımlar- Yeni Tartışmalar

Siyaset Sosyolojisi

Kolektif

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Ortodoks Marksizm insanı bir tür homo economicus'a indirgemiş ve salt bir üretim ve tüketim birimi olarak kavramsallaştırmıştı, insanın kültürel referans noktaları, bilinci ve genel olarak öznelliği göz ardı edilmişti, zira insanın iktisadi deneyimleri dışındaki tüm toplumsal ilişkileri ikincil olarak varsayılıyordu. Dolayısıyla, kapitalizmin nasıl yıkılacağı oldukça bilimsel bir şekilde anlatılmakla beraber ortaya çıkacak olan insanlığın özgürleşmesi konusu rafa kaldırılmıştı.
Sayfa 99 - Mehmet Gökhan UzunerKitabı okudu
Pareto:
“İnsanlığın tarihi seçkinlerin sürekli yenisi ile değişmesinin tarihidir: biri yükselirken, diğeri düşer.”
Sayfa 30
Reklam
Marksizm mevcut burjuva toplumunun devlet, hukuk, etik, felsefe, bilim gibi tüm yaşam formlarını toptan yok ederken kendini bunları ikame edecek biçimde yeniden kurgulamaz. Bu anlamda, Korsch'a göre Marksizmin eleştirel ve negatif bir işlevi vardır. Bu anlamda, hem Sovyetler Birliği'nin takip ettiği Leninizm ve Stalinizm hem de reformistlerin desteklediği ve Batı Avrupa'da giderek yaygınlaşan sosyal demokratik siyaset anlayışı, sermayeyi istikrara kavuşturmaktan başka bir işe yaramaz.
Sayfa 101Kitabı okudu
1990'lardaki yeni vatandaşlık anlayışının en çarpıcı etkilerinden biri de, dışlama/dahil etme eksenini problematize etmesidir. Bu çerçevede, geleneksel vatandaşlık anlayışının bireyleri birleştirici bir kavram olarak sunulmasına rağmen, aslında dünya nüfusunu daha kolay yönetilebilir alt-nüfuslara bölmeyi amaçladığı savı da vurgulanmıştır.
Sayfa 288 - Başak AlpanKitabı okudu
Locke'un eşitlikçi bireyciliğinin nötr dili, bu resimde kadının ezilişini gizler: Kadınlar, kocalarına boyun eğdiklerine göre, kadının alanı da aslında erkeğin mülkiyetindedir.
Sayfa 285 - Başak AlpanKitabı okudu
Seçkinci yaklaşımların demokrasiyle mesafeli oluşunun önemli nedenlerinden birini gerçekliği açıklama noktasında Marksizmi geçersiz kılma çabaları oluşturur. Demokrasinin kutsanmasının sosyalist bir devrime yol açacağı korkusu onları demokrasiye hep mesafeli tutmuştur. En temelde, eşitsizliğin toplumsal bir olgu olduğuna dair vurguları, eşitsizlik oldukça demokrasinin bir aldatmaca olacağına inanmaları ve böylelikle gerçekte demokrasinin erişilmezliğine yaptıkları vurgu belirgindir.
Reklam
Tarihsel süreçte yaşanan birçok önemli değişim ve devrime rağmen, seçkincilik toplumun temel yapısının değişmediğini vurgulayarak bir seçkin grubunun diğer bir seçkin grup ile yer değiştirdiğini belirtir.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.