1990'lardaki yeni vatandaşlık anlayışının en çarpıcı etkilerinden biri de, dışlama/dahil etme eksenini problematize etmesidir. Bu çerçevede, geleneksel vatandaşlık anlayışının bireyleri birleştirici bir kavram olarak sunulmasına rağmen, aslında dünya nüfusunu daha kolay yönetilebilir alt-nüfuslara bölmeyi amaçladığı savı da vurgulanmıştır.