Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Felaket Kapitalizmin Yükselişi

Şok Doktrini

Naomi Klein

Şok Doktrini Sözleri ve Alıntıları

Şok Doktrini sözleri ve alıntılarını, Şok Doktrini kitap alıntılarını, Şok Doktrini en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Terörün kamuoyuna dönük karakteri ilk yakalama olaylarıyla son bulmuyordu. Arjantin’de gözaltına alman tutsaklar ülke çapındaki sayıları 300’ü geçen işkence kamplarından birine götürülüyorlardı. Bu kampların çoğu kalabalık insan topluluklarının yaşadığı yerleşim bölgelerinde bulunuyordu. En kötü şöhrete sahip olanlardan birisi, Buenos Aires’deki işlek bir caddede bulunan eski bir atletizm kulübüydü; bir diğeri merkez Bahia Blanca’daki bir okul binasındaydı ve bir başkası da faal durumdaki bir hastaneye ait bina içerisindeydi. Tuhaf zamanlarda askeri araçların birinin girip diğerinin çıktığı bütün bu işkence merkezlerinde kötü bir biçimde yalıtılmış duvarlardan çığlık sesleri duyulur ve garip biçimde, insan bedenini andıran görünümde paketler oradan gelip geçen insanların gözüne ilişir, sonra da bu görüntüler sessiz sedasız hafızalara kaydedilirdi.
Sayfa 122
Kamuoyuna ve kişilere karşı saldığı korku arasında tam bir denge sağlayan Arjantin cuntası, estirdiği terörü, herkesin neler olup bittiğini anlayabileceği alenilikte, fakat eşzamanlı olarak da her zaman inkâr edilebilmesine imkân tanıyacak bir gizlilikle uyguluyordu.
Sayfa 121
Reklam
Arjantin’in son zamanlarda ortaya çıkan Chicago Boys’u cunta hükümetinde kilit görevler aldı (maliye bakanı, merkez bankası başkanı, Maliye Bakanlığı’nın Hazine Departmanı’nın araştırma müdürü ve başka bazı alt düzeyde ekonomiyle ilgili görevler onlanndı)
Sayfa 118
Bu defa deneye yeni katılan ülke, 1976’da cuntanın iktidarı Isabel Perön’dan aldığı Arjantin’di. Bu darbe, Arjantin, Şili, Uruguay ve Brezilya’nın (kalkınmacılığın vitrini olan ülkelerin) artık tamamen ABD destekli askeri yönetimlerce idare edildiği ve bu ülkelerin Chicago Okulu iktisat biliminin canlı laboratuvarları olduğu anlamına geliyordu.
Sayfa 117
Gunder Frank, Pinochet’nin dayattığı çerçevede hayatta kalmaya çalışan Şilili bir ailenin gözünde ‘asgari geçim ücreti’nin ne anlama geldiğini ortaya koyuyordu. Bir ailenin gelirinin kabaca yüzde 74’ü sadece ekmek almaya gidiyordu, bu da süt almak ve işe gidip gelmek için otobüs ücreti gibi ‘lüks kalemler’den kısıntı yapmayı şart koşuyordu. Ailende dönemiyle kıyaslandığında ekmek, süt ve otobüs biletme yapılan harcama bir kamu işçisinin ücretinin yüzde 17’sine denk gelmekteydi.
Sayfa 111
Ayrıca bu şirket Nixon yönetimine, çok açık şekilde askeri darbe çağrısını da içeren on sekiz maddelik bir strateji hazırlama cüretini göstermişti: “Şili ordusu içindeki güvenilir kaynaklara ulaşılmalı,” dendikten sonra şöyle devam ediliyordu: “...Planlı bir şekilde Allende’ye karşı memnuniyetsizlik yaratmalarında ve böylelikle onu görevden ayrılmak zorunda bırakmalarında büyük fayda var.
Sayfa 87
Reklam
Chicagolular Marksizmi gerçek düşmanları olarak görmüyorlardı. Sorunun asıl kaynağını Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Keynesciler, Avrupa’daki sosyal demokratlar ve o zamanlar Üçüncü Dünya olarak adlandırılan bölgelerdeki kalkınmacıların düşüncesinde aramak gerekiyordu. Bunlar Chicago’nun gözünde bir ütopyaya değil, tüketici ürünlerinin imalat ve dağıtımı, eğitimde sosyalizm, su hizmetleri gibi temel unsurlarda devlet mülkiyeti ve her türden hukuk kuralının kapitalizmin aşırılıklarını normalleştirmek üzere tasarlanmasına yönelik çirkin bir kapitalizm türlüsü olan karma bir ekonomiye inanan kimselerdi. Aynen başka inançların fundamentalistleriyle ateist olduklarını söyleyenlere saygıyı çok gören ve normal inançlı kimselere dudak büken dinci fundamentalistler gibi, Chicagolular da bu karışım delisi iktisatçılara savaş açmışlardı. Onların istedikleri tam olarak bir devrim değil, kapitalist bir Reformasyon’du: karışık olmayan bir kapitalizme dönüş.
Sayfa 70
Geri156
567 öğeden 561 ile 567 arasındakiler gösteriliyor.