Sömürgeciliğin Psikopatolojisi

Ramazan Çeper

Sömürgeciliğin Psikopatolojisi Gönderileri

Sömürgeciliğin Psikopatolojisi kitaplarını, Sömürgeciliğin Psikopatolojisi sözleri ve alıntılarını, Sömürgeciliğin Psikopatolojisi yazarlarını, Sömürgeciliğin Psikopatolojisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sınıflı toplum tarihi mutlak denetim ve aşağılama yöntemlerinin işkence, kıyım ve kölelik olarak uygulandığı sadizmin kayıt tarihidir. İktidarların cezalandırma yetkisi tanrısal öcün anlatımıdır. Lut Kavmi gibi "kökünü kurutma" yöntemleri itaat etmeme suçunu işleyenlerin tanrının gazabına nasıl uğradığının anlatımıysa, ilahi güce öykünen devlet de itaatsizlik suçunu işleyen halklara aynı şekilde "kök kurutma" seferleriyle işgal, talan ve yıkım seferleri düzenleyerek kitlesel zalimlik, işkence ve yok etme gösterileriyle görsel bir sadizm türünü ortaya çıkarır.
Referandum sürecinde ırkçı nefrete haklılık kazandırmak için "Yahudi asıllı Barzani" diyerek anti semitizmi körükleyen ve anti semitizm üzerinden nefret suçuna haklılık giydirmeye çalışanlar, dün burada hak talebinde bulunan Kürde de "Ermeni dölü" diyerek Ermeni düşmanlığıyla kitlesel şiddeti amuda kaldırıyor ve aynı şekilde Ermeni düşmanlığıyla nefret suçuna meşruiyet kılıfı giydirmeye çalışıyorlardı.
Reklam
Şovenizim bir toplumssal histeridir. Bu histeriye sahip yığınların karakteristik özellikleri, devlete karşı itaatkâr, toplumsal değer ve duyarlılıklara karşı ise öfkeli agresif ve saldırgan olmalarıdır. Nevrotik obsesyon burada da rutindir. Güçsüzlüklerini devletin gücüyle telafi etmeye çalışanlar. Canavarlığın gölgesinde yaşamayı tercih eden, medeni cesaretten yoksun olanlardır. Güçlü olanın yanında yer almak varoluşlarının motoru haline gelmiştir. Çünkü saldırganla özleşleşmek duyduğu derin utancı hafifletiyor. Aslı Aydıntaşbaş bu histeriyi "çürüme..." adlı bir yazısında çözümlerken bu güruhun insanda yarattığı tiksinti duygularının nedenini şu cümlelerle özetler:"... Aslında beklentilerimiz yüksek değil (...) sadece bu kadar heyecanla cellatlığa soyunmaları, giyotinin etrafında heyecanla bekleşen kalabalıklar gibi neşeli hâlleri, insanı tiksindiriyor."
Sayfa 63 - Name yayınlarıKitabı okudu
Ulus devlet kendine kurgusal bir tarih, sanal kahramanlık destanları ve egemen ulus megalomanisini sürekli besleyen fiktiv bir şecere oluştururken, farklı kültür ve kimlikleri özgüven bunalımıyla mecalsiz bırakıp kendini sadece egemen kimlik içerisinde vadedebileceği, aksi halde yok hükmünde olacağı, kendi ontolojik gerçeğini bile ispat edemeyeceği algısını oluşturur.
Klasik sömürgecilik imparatorluklarla refere edilip geleneksel biçimleri olan askeri istila ve sömürge halklarının zorla köleleştirilmesine dayanıyorken; yeni tip sömürgecilik kapitalist modernitenin kurumsal örgütlenmesi olan ulus devlete dayanır. Her ulus devlet birkaç halkın veya farklı kültür ve değerlerin tek bir etnik kimliğin hizmetine takdis edilmesi üzerine kuruludur.
Reklam
sömürgeler sömürgecilerin sadece üretim çiftlikleri değil, uyuşturucu ticaretinin de merkezi sahalarıdır.
Sömürgeciliğin Öncü Müfreze Kolu Olarak Medya
Medyanın ulus devlet örgütüyle birlikte devletin yasama-yürütme-yargı üçlüsünden sonra dördüncü alan olarak adlandırılması, onun devlet söylemini çerçeveleyen bir biyo iktidarın inşasında kullanılan en önemli hegemonya pekiştirici bir araç olmasından ileri gelir.
Sayfa 189
Sonsuz Tüketim Miti Olarak Okul Kurumu
" Çıkar çarkları da bilgiyle ve ’bilimle’ dönüyor dünyamızda; ama değer bilgisi yok sayılarak. Önce kendi çıkarımızı içgüdüsel olarak korumamız gerektiği öğretilir bizlere, sonra da bu çıkarlarımızı korurken ' başkalarına zarar vermemiz gerektiği' söylenir. Sanki olabilirmiş gibi!..
Sayfa 168 - İoanna Kuçuradi, Etik, Türkiye Felsefe Kurumu,s.111.
91 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.