“Büyülü gerçekçilik ustası” olarak bilinen ve hiç roman yazmayan Borges, düzyazılarından çok şiir yayımlamış... Daha önce Kum Kitabı'nı okumuş ve üslubunun hayranı olmuştum. Şiir okumanın tutkunu olmayan biri olarak, bazı şiirlerini defalarca okudum.
Sahiden, bu okuduğum en iyi şiirlerden biri olsa gerek:
“Kırılgan küren elimde. Ve zaman
Büküyor ikimizi de, biz farkında olmadan,
Bu akşam saatinde, unutulmuş bir bahçede.
Senin tüy gibi gövden havada nem içinde.
Kokunun yoğun ve sürekli yayılışı
Yaşlı ve yıpranan yüzüme yükseliyor.
Ama ben seni bir düşün katmanları arasında
Ya da bu bahçede bir sabah görmüş olan o çocuktan
Çok daha uzun bir zamandan beri tanıyorum.
Güneşin beyazlığı senin olabilir,
Ayın yaldızı ya da zafer kazanmış kılıçtaki
Kurumuş kırmızı kan lekesi de.
Ben körüm, bir şey de bilmiyorum. Ama
Gidilecek daha çok yol olduğunu ve her şeyin
Eşyanın sonsuzluğu olduğunu görüyorum. Sen
Müziksin, ırmaklar, gökler, saraylar, meleklersin,
Ey sınırsız, gizdeş sonsuz gül, sonunda
Tanrının benim ölü gözlerime göstereceği.”