Kulağıma, “Seni istiyorum America,” diye mırıldandı. “Sadece bana ait olmanı istiyorum. Ve sana her şeyi vermek istiyorum.” Dudakları, yanağımı boydan boya öpüp ağzımın kenarında durdu. “Sana, istediğini bile bilmediğin şeyleri vermek istiyorum. İstiyorum ki” -nefesini üzerime üfledi- “öyle umutsuzca istiyorum ki...”
"Aşk, sonradan da oluşabilir.”
Kriss, anlayış göstererek konuştu. “Bu, aslında kulağa biraz üzücü geliyor Elise.”
“Üzücü değil. Aşktan daha büyük şeyler vardır.”
"Kalbimi kır. İstersen bin kere kır. Kırman için sadece sana ait olmuştu zaten.”
“Şişş,” dedim aceleyle.
“Seni, son nefesime kadar seveceğim. Kalbimin her atışı, şe nindir. Sen bunu bilmeden ölmek istemiyorum.”
“Kalbimi kır. İstersen bin kere kır. Kırman için sadece sana ait olmuştu zaten.”
“Şşt,” dedim aceleyle.
“Seni, son nefesime kadar seveceğim. Kalbimin her atışı senindir. Sen bunu bilmeden ölmek istemiyorum.”
“Anlamıyorsun Maxon. Beni yüz üstü bırakmış olabilir ama en azından onu tanıyordum. Bunca zaman sonra hâlâ aramızda bir mesafe olduğunu hissediyorum. Seçim, sevgini bölmen için seni zorladı. Asla sana tamamıyla sahip olamayacağım. Hiçbirimiz olamayacağız.”