Kurban ve cellat da tek bir kişidir: kendimiz. Gerçekten de açık seçik söylemek istersek şu çıkıyor ortaya; bu rollerin birinden kaçınmak için ötekini benimsemek gereklidir.
Eğer bunlara karşı koymazsak üzerimize daha çullanacaklar. Öteki uluslara, susmamızın kabullenme demek olmadığını anlatmalıyız. Susmamız bize zorla yüklenen ve ardı kesilmeyen bir kabus sonucudur. Bunu çoktan biliyordum fakat kesin bir kanıt bekliyordum.
Spanos, her kalın kitaba el konması için genel bir emir verdi. Çünkü her kalın kitap Komünist kitaptı. Kocaman bir yemek kitabı kurtulamayanlar arasındaydı. Neyse; telefon rehberi kurtulabildi.
Anımsa, ölümlerini sırt çantalarında taşıdılar; alıştıkları çok önemsiz bir şey gibi, günlük tayınları gibi. Daha hiçbir şey görmediniz. Acı çekmediniz. Bizleri yıllar boyunca yok ettiler, karşılık vermedik.
Birbiri ardından gördüğümüz olaylar sanki kendimizi kaybettirmişti bize. Ama kararlı ve güçlü bir adamın ortaya çıkması, dostlarına olan görevini gözünü kırpmadan üstlenip yenmesi, bizi kendimize getirdi.
Hem uygarlığımızdan bir nebze koklatmıyoruz, hem de uygarlıklarını ortadan kaldırmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Zaten yerli halk Fransızlarla eşit haklara sahip olsaydı, onları böylesine sömürebilir miydik?