Ressam Salvador Dali Bir keresinde şöyle demişti: "Her sabah uyandığımda son derece büyük bir haz duyuyorum ve hayran hayran soruyorum bu Salvador Dali Acaba bugün ne gibi olağanüstü şeyler yapacak?" Dali tatlı bir adam yahut tahammülfersa bir egomanyak olabilir fakat geleceğine bu aşırı ve arsızca iyimser bakışının harikulade bir tarafı var.
Bilinçdışı; işlev görebilmemiz ve hayatta kalabilmemiz için gereken temel gereklilikleri yerine getirebilelim, dış dünyayı algılayabilelim ve güvenliğimizi sağlayacak şekilde karşılık verebilelim diye, evrim sürecimizin daha erken dönemlerinde gelişmiştir. Bu bütün omurgalıların beyinlerinin standart altyapısıdır; oysa bilinç zorunlu olmayan bir özellik olarak değerlendirilebilir. Gerçekten de insan dışındaki çoğu tür bilinçli sembolik düşünce kapasitesine pek az sahip olarak yahut hiç sahip olmayadan hayatta kalabilme yeteneğine sahiptir ve kalır da; oysa bilinçdışı olmadan, hiçbir hayvan varlığını sürdüremez.
Bazı bilim insanları sosyal etkileşime duyulan ihtiyacın, insanın üstün zekasının ardındaki itici güç olduğuna inanmaktadırlar. Ne de olsa dört boyutlu, bükülmüş çok katmanlı bir uzay-zaman içinde yaşadığımızı idrak edecek zihinsel kapasiteye sahip olmak iyi bir şeydir, fakat ilk insanların hayatı en yakın suşi restoranının yerini tespit eden GPS cihazlarına bağlı olmadığından, bu tür bilgileri öğrenme kapasitesi, türümüzün varlığını devam ettirmesi açısından önemli değildi ve bu nedenle beynimizin evriminin ardındaki güdü değildi. Öte yandan, sosyal işbirliği ve gerektirdiği sosyal zeka insan türü olarak hayatta kalmamız açısından kritik önem taşımaktaydı. Diğer primatlar da sosyal zeka gösterirler ama onların sosyal zekasının boyutları bizimki kadar değildir. Onlar daha güçlü ve daha hızlı olabilirler ama bizler birleşip grup oluşturmak ve karmaşık faaliyetler esnasında eşgüdüm içinde hareket etmek gibi bir üstünlüğe sahibiz. Sosyal olmak için zeki olmanıza gerek var mı, karşılıklı sosyal etkileşimde gereken doğal yetenek ihtiyacı “yüksek” zekamız geliştirmemizin nedeni ve genel olarak bu zekanı zaferi diye kabul ettiğimiz bilim ve edebiyat yalnızca bunun yan ürünleri olabilir mi?
İnsanların temel arzusu, kendilerine ilişkin olarak kendilerini iyi hissetmektir ve bu nedenle bilinç dışı bir şekilde, kendilerinkine benzeyen özellikler lehinde önyargılıdırlar.