Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sumer - Türk Kültür Bağları

Sumerliler Türklerin Bir Koludur

Muazzez İlmiye Çığ

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Bu kelime : tengiri/tanrı
Sümercede bu kelimenin yazıdaki işareti olan +, Türklerde de Tanriyi ifade ediyor. Bu işaret Hristiyanlara Türklerden geçerek haç sembolü olmuştur.
Sümer dilinde Türk dilinde olduğu gibi kelimeler kök halinde, onlara ekler yapılarak yeni kelimeler oluşturuluyor. Sümer dili Türk dilinde olduğu gibi, fiil bakımından çok zengin. Ses uyumu var. Erkek, dişi ayrımı yok. Türkçede olduğu gibi kısa anlatımla geniş anlam veriliyor.
Reklam
Sumerlilerde ellerin havaya kaldırılarak dönüldüğü Tanrıça Inanna'dan başka hiçbir kadının alınmadığı bir dans var. Bu dans, bizim Mevlevi dervişlerinin sema yapmasına benziyor.
Oysa ki kendi halinde bir hayvancık o
Türklerde kaplumbağa çok önemli. Orta Asya'daki heykellerin kaidelerine, taştan yapılmış kaplumbağalar konmuş. Özellikle Bilge Kağan, Gültekin Kağan gibi hakanların yazıtları altında görüyoruz kaplumbağa figürünü. Kaplumbağa, Türklerde uzun ömrün, sabrın, barışın, bolluğun ve mutluluğun sembolü. Kaplumbağa kabuğu, takanlara şans getiriyor, kötü ruhları kovalıyor, kötü gözleri etkisizleştiriyor, nazar değmesini önlüyor. Sumer'de de su ve bilgelik tanrısı Enki'nin kutsal hayvanı kaplumbağa. Daha geç çağlarda, Kral Sanharip zamanında kaplumbağanın tanrılara kurban edildiğini görüyoruz.
Aynı kökten gelen insanların inançlarının değişerek sürdüğü, ama ana fikrin aynı kaldığı görülüyor.
Atatürk Sümerlilerin Türklerin bir kolu olduğuna inanıyor ve bunun bilimsel olarak kanıtlanmasını istiyordu. Ayrıca Sümerlilerin halkımız tarafından bilinmesini, ilgilenilmesini, araştırma yapma isteklerinin doğmasını da arzu ediyordu.
Reklam
Sumerlilerde dağlar kutsal sayılırdı. O yüzden düz olan topraklarının üzerinde yapay tepeler oluşturarak onların üzerine tapınaklarını yapmışlar. Türklerde de öyle. Daha önce de belirttiğimiz gibi Türklerde, dağların ruhu olduğuna inanılıyor, bazen bu ruhların hayvanlara hastalık getirdiğini, suları kuruttuğunu düşündüklerinden onların sevgilerini kazanmak için kurbanlar sunuyorlardı. Dağların asıl adını söylemeyerek takma ad koymuşlardı. Asıl adlarını fısıltıyla söylerlerken ancak takma adını sesli söyleyebiliyorlardı. Bu yüzden dağların birkaç adı vardı.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.