40-41- Doğuların ve batıların rabbine yemin ederim ki biz onların yerine daha hayırlılarını getirmeye kadiriz ve kimse önümüze geçemez.
AlIah teala bu âyetlerde, dilerse isyankâr kâfirlerin tümünü helak edip oların yerine itaatkâr müminleri getirebileceğini, bunu yaparken de onun elinden hiçbir kimsenin kurtulamayacağını beyan ediyor ve bu beyanından önce de "Doğuların ve batıların rabbine yemin ederim ki." diyerek bizzat kendisine yemin ediyor. Doğunun ve batının birer tane olmalarına rağmen âyette "Doğular ve batılar" diye ifade edilmesinin hikmetini Abdullah b. Abbas şöyle izah etmiştir. "Güneş her yıl üç yüz altmış ayrı yerden doğar. Yılın sonunda ilk doğduğu yere istemeyerek döner ve şöyle der: "Rabbim, sen beni, kullarının üzerine doğdurma. Zira ben, onların sana isyan ettiklerini görüyorum."
42- Ey Muhammed, sen onları kendi hallerine bırak. Varsınlar kendilerine vaadedilen gün gelinceye kadar (bâtıl inançlara) dalsınlar ve oyalanıp dursunlar.
Peygamber efendimiz sav. şöyle buyurmaktadır:
"Allah, yeryüzünü yaratınca o sallanmaya başladı. Bunun üzerine dağları yarattı ve onları yeryüzüne yerleştirdi. Böylece yeryüzünü karar kıldı. Melekler dağların gücüne hayret ederek şöyle dediler: "Ey rabbimiz, yarattıkların içinde dağlardan daha güçlü ve kuvvetli var mı?" Allah: "Evet var. O, demirdir." buyurdu. Melekler: "Ey rabbimiz, yaratıkların içinde demirden daha güçlü ve kuvvetlisi var mı?" dediler. Allah: "Evet var, o cehennem ateşidir." buyurdu. Melekler: "Ey rabbimiz, yarattıkların içinde ateşten daha güçlü ve kuvvetlisi var mı?" dediler. Allah: "Evet var. O, su'dur." buyurdu. Melekler: "Ey rabbimiz, yaratıkların içinde sudan daha güçlü ve kuvvetlisi var mı?" dediler. Allah: "Evet var. O, rüzgardır." buyurdu. Melekler: "Ey rabbimiz, yaratıkların içinde rüzgardan daha güçlü ve kuvvetlisi var mı?" diye sordular. Allah: "Evet var. O. Âdemoğludur. Sağ eliyle sadaka verir onu sol elinden gizler." buyurdu.
Sa'd b. Ebi Vakkas diyor ki:
"Dedim ki "Ey Allah'ın Resulü, insanların en şiddetli belaya uğrayanları kimlerdir? Resulullah buyurdu ki: "Peygamberlerdir. Onlardan sonra dereceleri üstün olanlara göre sıralanırlar. Kişi, dindarlığına göre imtihan edilir. Eğer dininde sağlam ise belası da şiddetli olur. Şayet dininde gevşek ise ona göre imtihan geçirir. Kulun başına devamlı felaketler gelir. Öyle ki o felaketler kulu arındırıp yeryüzünde günahsız olarak yürümesini sağlar."¹
Şa'bi diyor ki: "Hz. Ali'ye, kasıtlı olarak karısının öldüren bir adam getirildi. Hz. Ali kadının velilerine dedi ki: "Dilerseniz bunu öldürün ve erkeğin kadından fazla olan diyetini ödeyin.
"Ey insan, seni yaratan, düzgün bir şekle koyan, mütenâsip kılan ve dilediği şekilde terkip eden o cömert rabbine karşı seni aldatan nedir?"
(İnfitar sûresi 6-8)
"Şüphesiz ki kul, bir hata işlediğinde kalbinde siyah bir nokta meydana gelir. Eğer o, bu hatadan el çeker, af diler ve tevbe edecek olursa kalbi parlatılır. Şayet tekrar o hataya dönecek olursa kalbindeki siyah noktalar artırılır. Öyle ki bütün kalbini kaplar. Allah tealanın şu âyetinde zikrettiği pas işte budur.
"Hayır, doğrusu onların yaptıkları kalblerini paslandırmıştır."* Resulullah bu hadis-i şerifiyle, beyan ediyor ki: Günahlar peşpeşe kalbin üzerine gelirse onu perdeler. Ve perdeleyince de Allah tarafından bir mühür onu mühürler. Artık iman böyle bir kalbe yol bulamaz. İnkâr da oradan çıkamaz.
* Tirmizi, K. Tefsir el-Kur'an sure: 83 hab: 1 Hadis No: 3334
Abdullah b. Abbas diyor ki:
"Resulullahın sahabilerinden biri bir kabirin üzerine, oranın kabir olduğunu bilmeyerek bir çadır kurmuştur. Sonra orada bir kimsenin Mülk suresini sonuna kadar okuduğunu işitmiştir. Sahabi Resulullaha gelip: "Ey Allahın Resulü, ben bir kabir üzerine bir çadır kurdum. Oranın kabir olduğunu bilmiyordum. Bir de ne göreyim, onun içinde birisi Mülk suresini okuyor. Sureyi sonuna kadar okudu." demiştir. Resulullah: "Bu sure, engel olan ve kurtarıcı olan bir suredir.Bu sure okuyanı kabir azabından kurtarır."