TAHİRİ AĞABEY o kadar mübarek, o kadar ihlaslı, o kadar sadakatliydi ki, gıybet olacak diye ağzınızı açtırmazdı. Gıybet hakkında ne kadar hadis, ayet, kelam-ı kibar varsa hepsini ezberlemiş, hemen onları okurdu. Sonra da “Sükûtü’l-lisan, selametü’l-insan... Hâlâ mı bunu duymadınız?” derdi. Yine onun bir tekerlemesi vardı: “Önce refik, sonra tarik.” Yani, yola çıkmadan yol arkadaşını seçmek gerektiğini ifade ederdi.”