Dans et bana, lütfen,
sanki saçlarının üstünde
ışık yılları birikmiş
bir yıldızmışsın gibi,
gülümse
ben de dans edeceğim sana,
sanki ben karanlıkmışım gibi,
kafamın üstünde şapka gibi duran
yarasa yığınıyla!
neredeyse kokusu olan bir sessizlik,
onu beyaz saten nevresimli
pirinç yatağına yatırdım
ve kapı aralığında durup izledim
uyumasını, kıvrılmasını,
yüzünü benden öteye
çevirişini...