Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tao - Hal ve Sanat

Osho

Tao - Hal ve Sanat Gönderileri

Tao - Hal ve Sanat kitaplarını, Tao - Hal ve Sanat sözleri ve alıntılarını, Tao - Hal ve Sanat yazarlarını, Tao - Hal ve Sanat yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sözcüklerle iletişim mümkün değildir; tam tersi mümkündür. Sözlerle iletişim kurmaktan kaçarsın. Gerçek durumunun bilinmemesi için etrafına sözcüklerden bir duvar örersin. Kendini sözcüklerle giydirirsin.
Hakikat hakkında bir şey söylediğin anda, o artık hakikat olmaktan çıkar; hakikati söylemek hakikati asılsızlaştırır. Onu öğretemezsin.
Reklam
Yılan Adem’i doğrudan doğruya ikna edemez. Erkeği ikna etmenin doğrudan bir yolu yoktur; ona ulaşmak istersen kadın aracılığıyla ulaşmalısın.
Tao bireye saygı duyar, topluma değil. Tao eşsiz olana saygı duyar, kalabalığa değil. Tao özgürlüğe saygı duyar, riayete değil. Tao’nun geleneği yoktur. Tao bir isyandır ve mümkün olan en büyük isyandır.
Hayatını sadece özgün ve kendiliğinden bir şekilde yaşarsan bir Taoist olabilirsin; tek başına, bir birey olarak bilinmeyene gidecek cesaretin varsa, kimseye yaslanmadan, kimseyi takip etmeden, herhangi bir yere ulaşıp ulaşmayacağını yada kaybolup kalbolmayacağını bilmeden karanlık geceye yürürsen olabilirsin.
Reklam
“Anlayamayan insanlarla, engin anlayışlar hakkında konuşmanın ne anlamı var? Onlar yanlış anlayacaklardır. Yanlış yorumlayacak ve mesaja zarar vereceklerdir. Mesajın onları iyileştirmesine izin vermek yerine mesajın kendisini yaralayacak, mesajı kendi düşünce ve ön yargılarına göre manipüle edeceklerdir. Mesajın ahmak insanlar, sıradan insanlar, cahil insanlar tarafından kirletilmesine izin vermek doğru mudur?” Mesajı anlayabilecek birkaç insan için söylenebilir. Bu mesajı anlayabilen insanlar kendi yolunu bulabilir hakikate kendi başlarına ulaşabilirler.
Sayfa 124 - Butik yayıneviKitabı okudu
Ego, sert ve maskülendır. Tao feminene inanır. Ego saldırgandır, feminen alıcıdır. Tao alıcıya inanır. Her koca kılıbıktır. Kılıbık olmayan bir koca bulabilirsen o zaman onun bir Taoist olduğuna emin olabilirsin. O maskülen değildir, bu yüzden kılıbık değildir. O çoktan feminendir. Her koca kılıbık olmak zorundadır, çünkü egoist enerji, egoist olmayan enerjiye karşı kazanamaz. Hiç dikkat etmedin mi? ağlayan bir kadın çok güçlüdür. Kadın yönetmeden yönetir. Seninle ilgilenir sana 1001 şekilde hizmet eder. Ve bu şekilde Fatih olur. Asla sana nüfuz etmeye çalışmaz, asla seni fethetmeye çalışmaz - bu onun zaferidir. O savunmasızdır. Ama yine de bilinmeyen bir kaynaktan büyük bir güç gelir. Taoist’ler bunun su elementinin gücü olduğunu söylerler. Erkek kaya gibidir ve kadın su gibidir. Su kayalardan aktığında kaya kaybolur ve er ya da geç kuma dönüşür.
Sayfa 104 - Butik yayıneviKitabı okudu
Bilen, bilinen ve bilgi. Bilgi bölünür ve bölünen şey seni nihai gerçeğe, hakikate götüremez. Gerçeklik anında üç şeye bölünmüş olur. Hıristiyanlıktaki üçleme sembolünün anlamı budur. Biliyorsan, Tanrı üç olur. Bildiğin an Tanrı üç olur; Tanrı artık bir değildir. Bilgi bölünür. Hinduizm’deki trimurti kavramının anlamı budur. Bilme birleştirir. Bu yüzden bilmede mistik olursun. Bilmede gerçeklikle bir olursun; bilmede tüm ayrımları, farklılıkları, sınırları, tanımları kaybedersin.
Sayfa 102 - Butik yayıneviKitabı okudu
Reklam
Bilgi ödünç alınır; bilme senindir, tamamen sana aittir. Bilgi öğrenilir; bilme kimseden öğrenilemez. Daha çok görebilmek, daha çok hissedebilmek, daha çok olabilmek için daha uyanık olmak zorundasın. Bilme olmaktır; bilgi sadece harici bir birikimdir. Bilgi ile dolu olduğunda, çok fazla bilgi istiflediğinde, egon güçlenir. “Çok şey biliyorum,” diye düşünürsün. Ve ego, gerçeklik önündeki engellerden biridir. Bir köprü değildir; bağı keser, bağ kurmaz. Bir bilme insanı olduğunda ego kaybolur. Yalnızca kendini bilebilirsen bu yeterde artar.
Sayfa 100 - Butik yayıneviKitabı okudu
Yalnızca küçük zihinler tutarlıdır ya zihin daraldıkça tutarlılık artar. Zihin engin olduğunda, her şey içine dahildir: ışık oradadır, karanlık oradadır, Tanrı oradadır ve şeytanda tüm görkemiyle oradadır. Hayatın bu karşıtlıklarla ilerleyen, diyalektik olan - karşıtın yardım ettiği, denge verdiği, renk verdiği, arka fonu oluşturduğu - gizemli sürecini anlarsan o zaman Chuang Tzu’yu anlayabilirsin, çünkü tüm Taoist vizyon, karşıtlıkların tamamlayıcılığı üzerine kurulmuştur. İki sözcük, yin ve yang, karşıttır: erkek ve dişi. Bütünüyle erkek ya da bütünüyle dişi bir dünya düşün; ölü olacaktır. Karşıtlıklar gereklidir, çünkü karşıtlık çekicidir. Karşıt seni çekecek bir mıknatısa dönüşür; karşıt seni kendi içinden çıkarır; karşıt etrafındaki duvarları yıkar; karşıt seni engin yapar. Karşıtlıkları reddederek sıkıntıya davetiye çıkarırsın ve her yolda, her seviyede, her boyutta bu aynı şeydir. Dünyada iki tip insan var olmuştur: içinde bilim insanları, mühendisler, doktorlar olan faydacıl bir kesim ve diğerleri, tamamlayıcılar, şairler ve boş gezenler; faydasızlar, işe yarar bir şey yapmayanlar. Ama onlar denge sağlar, dünyaya incelik verirler. Bilim adamlarıyla dolu, tek bir şairin bile olmadığı bir dünya düşün. Kesinlikle çirkin bir dünya olurdu, içinde yaşamaya değer bir dünya olmazdı. Chuang Tzu şöyle der: “ Faydasız olanı takdir etmiyorsan, faydalı olandan söz etmeye başlayamazsın.”
Sayfa 68 - Butik yayıneviKitabı okudu
Söz bir çiçek gibidir, anlam ise onu çevreleyen kokudur. Burnun iyi çalışmıyorsa sana çiçek verebilirim, ama sana kokuyu veremem. Zihnin bütünüyle çalışmıyorsa sana sözler söyleyebilirim, ama anlamı veremem. Anlamı senin bulman, senin çözmen gerekir. Sana çiçeği verebilirim, ama kokuyu nasıl veririm? Burnun iyi çalışmıyorsa, burnun hassas değilse o zaman hiç bir şey yapılamaz. Burnunu temizlemeli ve daha hassas olmalısın. Meditasyonun yardım edeceği nokta burasıdır: Seni daha hassas, daha uyanık yapar. Zaman içinde anlamaya başlarsın; yalnızca anlamakta değil hissetmek gerekir. Duygusallık hissetmek değildir; sahte paradır. Yok yere ağlayacak insanlar vardır ve onlar hisli insanlar olduklarını düşünürler. Hissetmek olgun bir niteliktir; duygusallık çocuksu bir niteliktir.
Sayfa 50 - Butik yayıneviKitabı okudu
“Anlatabilen Tao gerçek Tao değildir. Anlatılabilen doğru hemen asılsız olur.” Onu öğretemezsin. En fazla işaret edebilirsin. Ve bu işaret senin benliğin, tüm yaşamın olmalıdır; sözlerle işaret edilemez. Lao Tzu sözlere karşıydı; o dile karşıydı. Tao aktarılabilir ama yalnızca benlikten benliğe aktarılabilir. İçsel sesin sustuğunda, hakikat fark edilir ve sessizlikte fark edilen şeyi nasıl sesle ifade edebilirsin? bu bir deneyimdir. Ona zihinsiz ulaşırsın; zihin devreden çıkar. Tanrı hakkında, sevgi hakkında, ışık hakkında bir şey söylenebilir ama Tanrı, sevgi, ışık söylenemez. O “bir şey” bağıntılı kalır. Bağlantılı kalır - pek çok şeye - bağlantılı ama asla mutlak deneyim olamaz. Bırak hakikati, hiçbir deneyim anlatılamaz. Aşkı hiç tatmadıysan, biri sana aşktan söz ettiğinde sözcükleri duyarsın, ama anlamı kaçırırsın. Anlam tecrübeyle gelir. Bir insanı çok sevdiysen o zaman “aşk” sözcüğünün anlamını bilirsin. Edebi anlam sözlükte, dilde, sözcüktedir. Ama deneysel anlam, varoluşçu anlam senin içindedir. Hakikat aktarılamaz. onu çalamazsın, onu ödünç alamazsın, onu satın alamazsın, onu kaçıramazsın, onu dilenemezsin - hiçbir yolu yoktur. Ona sahip olmadıkça, ona sahip olamazsın.
Sayfa 32 - Butik yayıneviKitabı okudu
122 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.