Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tevhid ve Toplum

Celaleddin Vatandaş

Tevhid ve Toplum Gönderileri

Tevhid ve Toplum kitaplarını, Tevhid ve Toplum sözleri ve alıntılarını, Tevhid ve Toplum yazarlarını, Tevhid ve Toplum yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan ile Rabbi olan Allah arasında uyum... İnsan ile toplum arasında uyum... İnsanın inanç, düşünce ve yaşantısı ile mutlak hakikat ve yaratılış gayesinde uyum...
Peygamberler, insanların idrakine, duygularına hitap edip, bulundukları yolun yanlışlığını gösterir ve dosdoğru yolu tarif ederler; “İşte benim doğru yolum bu. Ona uyun,(başka)yollara uymayın ki, sizi O’nun yolundan ayırmasın! (Azabından) korunmanız için (Allah) size böyle tavsiye ediyor.”(En'am/153)
Reklam
Tevhid ve Toplum İnsan varoluş ve yaratılış gayesinin gereğini yerine getirmek istiyorsa, Allah’ın mülkü olduğunu bilmeli ve bir ‘abd’ bilinciyle davranmalıdır. Eğer ‘abd’ olduğunu unutur veya reddeder de kendisini mülkün sahibi veya ortağı kılmaya kalkışırsa yaratılış gayesini tersine çevirecek sapma başlıyor demektir. Bu sapmanın neticesi ise, sadece dünya hayatı düşünüldüğü zaman, aldanma, yanlışlık, kötülük, zulüm, sömürü, keder, gözyaşı, acı çile, ahlaksızlık, sapıklık ve benzerleridir. Şirk işte böylesi bir sapmadır ve dolayısıyla arızidir, yanlıştır tehlikeli bir gidiştir. Peygamberler ise böylesi tehlikeli bir gidişin önünü kesmek, böylesi yanlış bir sapmayı önlemek ve gerçekleşmiş olanları tekrar güzergâhına oturtmak için gelirler; “Andolsun ki her ümmete Allah’a kulluk edin, tağutlardan kaçının” diye peygamberler göndermişizdir.
136 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Hayata bakış açınızı değiştirecek, şirkin, müşrik zihniyetinin, fir'avnî sistemlerin her çağda aynı despotizmi, zulmü, baskıyı, sömürüyü sürdürdüklerini, her çağda aynı payandalara sahip olduklarını; şirk ve tevhid mücadelesinin mahiyetini ortaya koyan bir eser.
Tevhid ve Toplum
Tevhid ve ToplumCelaleddin Vatandaş · Pınar · 2013107 okunma
"Zaman değişir, insanlar değişir, toplum değişir, hileler değişir, ancak beşerî sistemlerin hilelere dayanan özellikleri hiç değişmez."
Sayfa 112Kitabı okudu
"Beşerî bir sistem üzerinde bulunup, ilâhî bir sistem devreye sokulamaz.Karınlarını statükodan doyuranlar, statükoyu değiştiremezler. İlâhî sistem ancak tertemiz bir zemin üzerinde bütün safiyeti ve mükemmelliğiyle başlar."
Sayfa 102Kitabı okudu
Reklam
"Hak dini, insanlığın koyduğu sosyal bir kurum değil, sağlam ve mutlu bir sosyal kurumun aslını ve hareket tarzını teşkil eden ilâhî bir müessesedir."
2.
Peşpeşe vahyolunan ayetlerle de şaşkınlık ve öfkeleri daha da artar. Zira bu ayetlerde, istisnasız bütün insanların aynı anne ve babanın çocukları olduğu, bu itibarla insanlar arasında soya dayalı üstünlük veya aşağılığın sözkonusu olamayacağı açıkça belirtilir. Cinsiyet, ırk ve toplum farklılığının insanlar arasında üstünlük/aşağılık ayrımına neden olmayacağı bildirilir. Açıklanır ki, insanlar arasında üstünlük veya aşağılık farklılığı, sıralaması sözkonusu olabilir. Ancak bunun nedeni renkler, ırklar, cinsler, mallar, mülkler veya statüler değildir. Farklılığın yegâne nedeni emrettiği tarzda yaşama veya yaşamama farklılığıdır; Tin'e ve Zeytûn'a andolsun. Sina Dağı'na andolsun. Ve bu Güvenilir Şehre andolsun ki, Biz insanı en güzel biçimde yarattık. Sonra onu aşağıların aşağısına çevirdik. Yalnız, inanıp iyi işler yapanlar hariç. Onlar için ardı arkası kesilmeyen bir mükafat vardır... (95/1-6) Ey insanlar! biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Ve birbirinizi tanımanız için sizi milletlere ve kabilelere böldük. Allah yanında en üstün olanınız, (Allah'ın hükümlerine itaat konusunda titiz davranıp, isyandan) en çok korkanınızdır. Allah bilendir, haber verendir. (49/13)
1.
Pek tabiîdir ki, toplumun yarısını teşkil eden kadınların insan kabul edilmediği, diğer yanısının büyük bir kesimini hayvanlar kadar dahi değeri olmayan kölelerin oluşturduğu, geriye kalanların büyük bir kısmını da, önemli bir imkâna ve statüye sahip olmayan hür erkeklerin oluşturduğu Mekke toplumunda, o seçkinler grubu, İslâm davetinden rahatsız olur. Zaten, haksız menfaatleri ve bu menfaatleri temin edip meşru kılan toplumsal yapılaşmayı temelden değiştirmeye aday olan İslâm'ı, birlik ve beraberliklerinin en önemli düşmanı olarak görenler, Mekke'nin bu beş-on kişilik aristokrat grubu olur. İslâm'ın, insanlar arasındaki ırk, dil, soy, cinsiyet ayrımlarını ve bu ayrımların neden olduğu hak ve sorumluluk farklılıklarını reddeden mesajlarını büyük bir şaşkınlık ve kızgınlık içerisinde dinlerler.
.... Sanki o ülkede adalet hakimmiş ve dolayısıyla herkes huzurlu, mutlu, canından, malından, aklından, çocuklarının geleceğinden, namusundan, inanç ve düşüncelerinin gereğini rahatlıkla yapmaktan eminmiş gibi. Sanki o ülkede, insanlar gruplara bölünüp birbirleriyle çarpıştınılmıyormuş gibi. Sanki, o ülkede, izlenen ırkçı politika nedeniyle, toplumun bir kesimi tamamıyla imha edilmeye çalışılmıyormuş gibi. Sanki, o ülkede, toplumun büyük bir kısmını oluşturan bazı insanların çocukları katlolunmuyor ve kadınlarına tezavüz edilmiyormuş gibi. Sanki, o ülkede, insanlar sırf Fir'avni idarenin sahiplerinin keyfi için bütün bir hayatlarını sefaletler içerisinde geçirmiyorlarmış gibi. Sanki o ülkede, insanlar sefalet nedeniyle evsiz/barksız, açık ve çıplak gezerken, ölmüş Fir'avn'lar için yüzbinlerce insana kırbaçlar altında onlarca yıl çalıştırılarak anıt mezar yaptırılmıyormuş gibi. Sanki o ülkede, toplumu oluşturan insanlar her türlü olumsuz şartlar altında aç, çıplak, sefil bir vaziyette yaşarken, haksız menfaatler nedeniyle sahip olduğu hazinelerinin anahtarlarını taşıyacak özel görevliler tayin edecek kadar çok zengin olan ve yönetim tarafından desteklenip korunanlar yokmuş gibi... Evet bunların hiçbirisi yok ve herşey güzel, herşey yerli yerinde, herşey adil bir şekilde gerçekleşirken Hz. Musa gelip adaleti, iyiliği, güzel davranışı isteyerek bütün bu olumsuzlukları, kötülükleri, zulümleri, sömürüleri bu isteğiyle oluşturmuş gibi. Sanki o, her türlü kötülüğe son verilmesini isteyince, toplum sefaletin, açlığın, hastalıklann, kötülüklerin, işkencelerin kucağına düşmüş gibi.
Sayfa 86 - Muhteşem!Kitabı okudu
75 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.