Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türk Müzeciliği

Abdülhak Şinasi Hisar

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Bize gelenlerin kim olduklarını, çaldıkları tokmağın çıkardığı seslerden duyar ve anlarız. Kimi sert, kimi munis, kimi ümitli, kimi meyus çalar... Herkes, çıkardığı seste; biz dinlersek, kendi sesini duyurur; biz duyarsak, kendini söyler.
Venedik'in, Rönesans ressamları tarafından yapılmış ilhamlı, mucizeli, müessir resimlerini hatırladıkça, insan Boğaziçi'nin tespit edilememiş güzelliklerine acıyor.
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
Hazin ve uzun bir gafletle, dünyanın hemen bütün eski müzeleri, bilhassa Londra, Paris ve Berlin müzelerine nakledilmiş olan eserler, artık bizim için telafi edilmez bir ziyandır.
Mütareke devrinde ... zavallı İstanbul başının çaresine bakarken, müze büyük bir tehlikeye düşmüştü. Evvela adeta boşalmıştı. Hademelerinin ve memurlarının çoğu asker olmuşlardı. Hükümetin de hiçbir otoritesi kalmamıştı.
Tutankamon'un mezarının keşfine muadil bir keşifti
1887 ve 1888'de Sayda'da, yerli ahaliden Şerif Efendi'nin bahçesinde bulunan ve Hamdi Bey'in oraya giderek bozulmadan meydana çıkardığı 21 Lahit, bütün dünyanın nazar-ı dikkatini celbediyor. Bunlar Fenike krallarının lahitleri idi.
Osman Hamdi 1883"te Nemrut'ta
1883 senesinde iptida Mamuretül Aziz Vilayeti dahilinde Kahta kazasında, Nemrut dağı tepesinde hafriyat yapıyor..
Reklam
Hamdi Bey'in hayatında yapmaya muvaffak olduğu ve vatana bıraktığı eserine imrendiğim gibi, bir hissini de pek kıskanırım: O da bu adamın son yatacağı yeri kendisinin bulup beğenmesi ve sevip seçmesidir. Bize sorsalar son uykumuzu uyuyacak yeri kolay kolay beğenmeyiz. Ekseriyetle dünyanın hiçbir köşesi bize, sonuncu yuva olmak için intihap edilmeye değecek kadar güzel, emin veya milli gözükmez.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.