Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türk Uygarlığı

Metin Aydoğan

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Eriştiği ekonomik güçle, son iki yüz yılda dünya egemenliğine yönelen Batı için Türk karşıtlığı, politik gereksinimlerin yol açtığı bilinçli ve çıkar amaçlı bir eylemdir. Bu davranış, çıkarları için elbette yararlı, hatta zorunlu, ancak asla bilimsel değildir; ayrıca günümüzle de sınırlı değildir. Batı tarihinin büyük bölümü, Türklerle çatışmanın, çoğu kez boyun eğmenin, eğmese de mücadele etmenin tarihi gibidir. Dünyanın birçok yerinde Türkler'le uğraşmak zorunda kalanlar, eskiden gelen duyguların dürtüsüyle, Türk karşıtlığına her zaman hazır ve isteklidirler. Bu nedenle, Türk'ün Türk'den başka dostu yoktur sözü, hamasi bir söylem değil, tarihsel dayanağı olan bir saptamadır.
Tarihçilerin Türkiye ve Orta Asya'da gerçekleştirdiği yapısalcı-işlevci bir araştırma; günümüz Anadolu Türkmenleri'nin, 11. yüzyıl Anadolu Türkmenleri'nin kültür özelliklerini, yüzde 39 oranında koruduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu oran Orta Asya'daki Merv Türkmenleri'nde yüzde 69'a çıkmaktadır.
Reklam
Kaşgarlı Mahmut, ünlü kitabı Divan-u Lügat-it Türk'te Hz Muhammed'in, Türkler'le ilgili görüşlerini içeren iki hadis'ini aktarır. Birinci hadis'te, "kıyamet belgelerinden", bunların "ahir zaman karşılıklarından" ve "Oğuz Türkler'inin ortaya çıkacağından" söz edilir ve şöyle söylenir: "Türk dilini öğreniniz, çünkü onlar için uzun sürecek bir egemenlik vardır". Türkler'in İslam'ı dünyaya yayacağını belirten ikinci hadis ise şöyledir: "Yüce Tanrı, 'benim bir ordum vardır, bu orduya Türk adını verdim, onları Doğu'ya yerleştirdim, bir millete kızarsam, Türkleri onların üzerine musallat kılarım' diyor. İşte bu, Türkler için bütün insanlara karşı üstünlüktür. Çünkü, Tanrı onlara ad vermeyi, kendi üzerine almıştır; onları yeryüzünün en yüksek yerine, havası en temiz ülkelerine yerleştirmiştir ve onlara 'kendi ordum' demiştir".
Sayfa 287Kitabı okudu
"Dişliye diz çöktürdük, başlıya baş eğdirdik.. Savaştık ve her şeyi yeniden elde ettik.. Babalarımızın, dedelerimizin kazanmış olduğu halkın adı sanı, yok olmasın diye.. Ölesiye çalıştım.. Ey Türk Oğuz beyleri, ey millet dinleyin. Üstte gök çökmezse,altta yer delinmezse, ülkeni ve devletini artık kim bozabilir? ".
Osmanlı İmparatorluğu kuşkusuz bir Türk devletidir. Ancak, devleti yönetenlerin(ilk yüz elli yıl dışında), Türklere ve Türklüğe karşı tutumu, tam anlamıyla bir kendini inkar durumudur. 2.Murat'tan sonra devlet yönetiminde giderek yaygınlaşan bir yabancılaşma başlamış, 2.Mehmet (Fatih) ile yayılmış, 1.Selim'in(Yavuz) hilafeti İstanbul 'a getirmesinden sonra yoğunlaşmıştır. Bu tarihten sonra Türk kimliğini devlet değil, devlete rağmen halk yaşamıştır. Türk halkı bu doğal eylemi nedeniyle ağır bedel ödemiş ve devletçe ezilip horlanmıştır. Devlet kadrolarında yer verilmemiş, ümmetçilikle biçim verilen siyasi düzen, toplumu ayakta tutan Türk unsurunu toplum yaşamında yok saymış, onu yalnızca vergi ve askerlik için kullanmıştı.
Türklerde, erkek gibi kadınlar da son derece cesur ve savaşçıdır, öylesine ki ;kollarını güçlendirmek, iyi ata binmek ve ok atabilmek için sağ göğüslerini keserler. Diğerini kesmemelerinin nedeni, çocuklarını emzirebilmek ve büyütebilmek, böylece nüfus artışını ve kuşakların sürmesini sağlayabilme amacıdır.
Reklam
Öleni görüyor, üç dakika sonra öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor. Kur'an okuyup şehadet getirerek Cennet'e girmeye hazırlanıyor. İşte Türk askerindeki üstün ruh kuvvetini gösteren hayret ve tebrike değer örnek. Emin olunmalıdır ki, Çanakkale Savaşlarını kazandıran, bu yüksek ruhtur.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.