Bir frenk görür görmez kendimizi küçültüyoruz: İspanyollar ilk defa Güney ve Orta Amerika'ya girdikleri zaman yerliler bunların güneşin oğulları olduğunu zannetmişti.
Mevcut kültür kargaşalığında millî kültürü zayıflatan noktalardan biri de Hristiyan milletlere mahsus pek çok unsurun günden güne memleketimize girişidir.
"Şarklı mı idik? Hayır! Ya Garblı? Bunu da hiç kimse iddia edemez. Kendimize mi benziyorduk? O da değil! Zaten Garbı tanısaydık kendimize dönerdik!"
Erol Güngör
"- Ah ne kadar geriyiz! Hayat Avrupa'dadır. Biz sönüğüz, ölüyüz. Bizim yükselmemiz imkansızdır.
Biz, pek aşağı mahluklarız.
Türk olmak ayıptır. Hele Müslüman olmak vahşî olmakla müsavidir.
Biz birşey yapamayız. Şu kıyafetlere bir hakiniz. Acaba bir Türk'ü şu şekle sokmak; ona şu suvare elbisesini giydirmek, onu şu kadınların cemiyetine
"Kindar değiliz. Kin bir fazilettir. Düşmanlara karşı husumet beslememek bir kabahattir.
Bu kabahatin cezası hayat hakkını kaybetmekten başka birşey değildir.
Kuzu gibi yumuşağız. Onun için bizi kuzu gibi kesiyorlar..."