Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Taormina, Fehmi K.'nın Acayip Serüvenleri, Kuyu

Üç Anlatı

Hilmi Yavuz

Üç Anlatı Sözleri ve Alıntıları

Üç Anlatı sözleri ve alıntılarını, Üç Anlatı kitap alıntılarını, Üç Anlatı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Fotoğraf demek ölüm demektir! Çünkü artık var olmayanı, yani ölmüş olanı gösterir.
Sayfa 25 - EverestKitabı okudu
“Bir zamanlar suskun durmasaydı, söyleyeceği o kadar çok şey de olmazdı.”
Sayfa 67
Reklam
O güne değin gerçekte sadece okumuştum, o kadar!
Sayfa 40 - EverestKitabı okudu
Türkiye'de mahkeme çağrıları, kap: altından atılamayacak ölçüde ciddi belgelerdir!
Sayfa 104 - EverestKitabı okudu
O güne değin, bazı kitapların bazı bölümlerine özenmiştim ve bir insanın yaşamının özenilecek bir yanı olduğunu düşünmemiştim.
Sayfa 77 - EverestKitabı okudu
Reklam
"Kitaplar vardır, yirmi yıl yanınızda taşımış, okumamışsınızdır; hep el altında bulundurmuş, kentten kente, ülkeden ülkeye sizinle alıp götürmüş, pek fazla yer olmasa da özenle sarıp sarmalayarak bavulunuza koymuşsunuzdur. Bavuldan çıkarıp alırken yaprakları belki karıştırırsınız şöyle ama bir tek satırını bile baştan sona okumaktan dikkatle sakınırsınız. Derken yirmi yıl geçer aradan, bir an gelir sanki çok büyük bir baskıya karşı duramayarak ansızın böyle bir kitabı baştan sona bir solukta okuyup yutmaktan başka bir şey yapamazsınız, bir vahiy gibi gelir size okuduklarınız. O zaman, kitabi okumaktan o bir sürü kaçışların anlaşılır nedeni. Okumadan kitabı uzun bir süre yanınızda bulundurmanız gerekmiştir; kitabın yolculuğa çıkması, uzamda bir yer tutması, bir yük oluşturması gerekmiştir. Ama yolculuğun son durağına ulaşılmıştır artık, kendini açığa vurma zamanı gelip çatmıştır, sizinle suskun yaşadığı yirmi yılın üzerine saçar ışığını şimdi. Bir zamanlar suskun durmasaydı, söyleyeceği o kadar çok şey de olmazdi. Bu durumda hangi budala, kitabın hep aynı içeriği kendisinde barındırdığını söylemeye kalkabilir!"
Sayfa 67 - EverestKitabı okudu
Edebiyatla ilişkimin beni iyiden iyiye mutsuz kıldığını söyleyebilirim. Edebiyat, özellikle de roman okuma (ve, daha sonra da, yazma) tutkusu, yaşamımı kötü, çok kötü bir biçimde etkilemiştir. Edebiyat uğraşının, daha başından beri lånetlenmiş bir uğraş olduğunu öğrendim giderek. Ama lânetlenmiştim bir kere; asli günah gibi edebiyatla lekelenmiş'tim. Gündelik yaşamdan bir başka dünyaya düşmüş, ya da atılmıştım.
Sayfa 149 - EverestKitabı okudu
Ölüm'ü yazmak deneyimi bir imgeleme deneyimidir. Wittgenstein'ın da çok haklı olarak belirttiği gibi, insanın (kendi) ölümü(nü) yaşamasına olanak yoktur! Öyleyse, insanın kendi ölümüne ilişkin bir idea'sı olamaz; ne zaman ölümünü imgelemeye kalkışsa kendini, salt bir seyirci olarak imgelemekten öteye geçemediğini görür, çünkü... Seyirci ya da tanık olmaktan başka nasıl görebiliriz ki kendi ölümümüzü?: Our own death is unimaginable. (kendi ölümümüz düşünülemez)
Sayfa 171 - EverestKitabı okudu
Kapağında ‘roman’ yazdığı için roman sayılması söz konusu olmayan kitaplar da vardır, -ve pederim, bu gibi durumlar için, bokun adını båb-ı sabà koymuşlar, demiştir.
Sayfa 90 - EverestKitabı okudu
93 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.