"Dee"bir şeyleri nadiren yavaş bir şekilde yapardı. Her zaman sonsuz enerjiye sahip olanımızdı.
"Dawson" rahat olanımızdı.
Ben de... sessizce güldüm.. "Pislik" olandım.
Salı günü okul çıkışı onu eve kadar takip ettim.Önce postaneye gitmişti ki buna çok sinir olmuştum.Arumlar için ampul gibi yanıyordu.Bunu bile bile kucak dolusu paketleri almak için postaneye gitmeye üşenmiyordu.
Paketler kitap doluydu.
Sanki az kitabı vardı da.
Bunu otoparkta ona söyleyince bana öyle bir bakış fırlattı ki gören de küçücük bir çocuğu akan trafiğin içine ittim sanırdı.Sonra da çok kararlı bir şekilde şöyle buyurdu:"Kitabın azı olmaz."
Tek söz etmeksizin dönüp verandadan indim.Kat de engel olmadı.Dönüp arkama bakmadım ama kapının kapandığını falan da işitmedim.Orada durmuş, beni seyrettiğini biliyordum.
Benliğimin bir parçasının onu önemsediğini bildiğim gibi.