"Vay canına!” Hardin sinirlenmişti. “Nedir bu yahu? Herkes durup durup sanki bunlar büyülü sözcüklermişçesine 'İmparator' veya 'İmparatorluk' diyor. İmparator buraya binlerce parsek uzakta, kaldı ki bizi zerre kadar umursadığından da kuşkuluyum. Umurunda olsak bile, ne yapabilir ki? Bu bölgedeki İmparatorluk filosu dört krallık arasında paylaştırılmışken ve içlerinden biri de Anacreon'ken elinden ne gelir ki? Dinleyin, silahlarla savaşmalıyız, sözlerle değil.
Pirenne diş gıcırdatarak onun ardısıra baktı. "Çekilmez yaratık," diye homurdandı. "Ahmak herif! Lanet..."
Hardin araya girdi: "Öyle deme. Çevresinin bir ürünü o sadece. 'Benim silahım var, seninse yok,' dışında pek bir şeye basmıyor kafası."
Daha şimdiden dedelerinin yaşamına özlem duymaya başladılar. Siyasi dalgalanmaların ve ticari durgunluğun artmasına tanık olacaklar. 'Ne koparırsak yanımıza kâr kalır' gibisinden anlık telaşlar galaksiye hakim olacak. Hırslı insanlar öylece durup beklemeyecek, namussuzlar ise onlardan geri kalmayacak. Onların her hareketi dünyalarımızın çöküşünü hızlandıracak.
"Dr. Seldon," diye söze girdi Chen, "İmparatorluk'un huzurunu bozuyorsunuz. Şu an galaksinin tüm yıldızları arasında yaşamakta olan katrilyonlarca insandan hiçbiri önümüzdeki yüzyılı göremeyecek. Neden kendimizi üç yüzyıl sonrasının olaylarıyla meşgul edelim ki?"
"Ben bundan beş yıl sonra bile hayatta olmayacağım," dedi Seldon, "yine de bu beni fazlasıyla meşgul ediyor. İsterseniz idealistlik deyin. 'İnsanlık' diye adlandırdığımız o gizemli genellemeyle özdeş tuttuğumu söyleyebilirsiniz."
Y. Daha önce de söyledim ve yine söylüyorum: Trantor önümüzdeki üç yüzyıl içinde yerlebir olacak.
S. Bu ifadenizi sadakatsizce bulmuyor musunuz?
Y. Hayır, efendim. Bilimsel gerçeklik her türlü sadakatin ve sadakatsizliğin ötesinde bir şeydir.