Her kadın annelik rolüne kolay uyum sağlayamaz, yine de doğa biyolojik anneye her türlü avantajı sağlamak için elinden geleni yapar. Araştırmalar annelerin içgüdüsel olarak bebeklerin tercih ettiği gibi davrandıkları görüşünü destekler. İsveç'te yapılan çalışmalar babaların evde bebek bakımını üstlendiği ve annelerin evin dışında çalıştığı durumlarda bile çocukların annelerle birlikte olmayı tercih ettiklerini gösterir. Doğa aynı zamanda biyolojik anneleri bağlılık fikrine alıştıran ve bağlılık davranışlarıyla doğrudan ilintili görünen hormonlar (özellikle oksitosin) bakımdan destekler. Emzirme bebeği annenin gözlerine odaklanabileceği en uygun uzaklıkta tutar. Gelişmekte olan cenin, anne rahminde, annenin kalp atışları, sesi, karnına dokunuşları ve enerjisi aracılığıyla annesiyle bir ilişki kurmuştur zaten.
Neredeyse her çocuk, kötü davranılmış olanlar bile, anne/babalarını
sever. Bu çocuk olmanın doğası gereğidir. İncinmiş, hayal kırıklığına
uğramış, arzu ettikleri sevgiye ulaşma olasılığını ortadan kaldıran yıkıcı bir
duruma düşmüş olabilirler, fakat bağlanmak, kaygılı bir şekilde bağlanmak
bile olsa, sevmektir. Her yıl sevgiye ulaşmak biraz daha zorlaşabilir, çocuk
her yıl ilişki isteğini daha ısrarla inkâr edebilir, hatta anne/babalarına küfürler
edebilir ve onlara en küçük bir sevgi duymadığını söyleyebilir; fakat sevgi,
bunu açıkça ifade etmeyi ve karşılığını duymayı özleyerek, yakıcı güneş gibi
gizli oradadır.
Robert Karen
"En başından beri sevilmemiş olan çocuklar kendilerini nasıl seveceklerini bilmezler.
Yetişkin olarak kendi kayıp çocukluklarına şefkat göstermeyi ve annelik
etmeyi öğrenmek zorundadırlar."