Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kendine ve Diğerine Güven Duymak

Yakınlık

Osho

Yakınlık Gönderileri

Yakınlık kitaplarını, Yakınlık sözleri ve alıntılarını, Yakınlık yazarlarını, Yakınlık yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İlk yapılan şey güveni parçalamak; çocuğun kendine olan güvenini parçalamak. Onu titrek ve korkak bir hale getirmek zorundalar . Bir kere titremeye başladı mı, kontrol edilebilir . Kendine güvenirse kontrol edilemez. Kendine güvenirse kendi istediğini yapar , kendi yolundan gitmek ister . Başkasının yap dediğini asla yapmak istemez. Kendi yolculuğuna çıkar , başkasının arzularına göre hareket etmez. Asla taklitçi olmaz, asla sıkıcı ve ölü bir insan olmaz. Öyle canlı ve hayat dolu olur ki onu kimse kontrol edemez. Güvenini parçala o zaman kısırlaştırırsın onu. Gücünü aldın elinden, artık bundan sonra her zaman ona hükmedecek, emir verecek, onu yönetecek birine muhtaç olacak. Şimdi iyi bir asker , iyi bir vatandaş, iyi bir milliyetçi, iyi bir Hıristiyan, iyi bir Müslüman, iyi bir Hindu olabilir.
Bu toplum herkesi kontrole almak, herkesin ruhuna sahip çıkmak için giderek daha derin politikalar yaratıyor.
Reklam
Bu güzel dünyayı hapishaneye çevirdik. Bir avuç güç delisi insan bütün insanlığı sürüye çevirdi. İnsanın hayatta kalmasına ancak bin bir türlü saçmalığa göz yumması durumunda izin veriliyor.
{Ben uçmayı öğrendim. O zamandan beri kımıldamak için itilmeye ihtiyacım kalmadı.} Ve toplum güveni köklerinden yok ediyor. Kendine güvenmene izin vermiyor. Başka güven türlerini öğretiyor –ana-babaya güven, kiliseye güven, devlete güven, Tanrı'ya güven– ama özgüven yok ediliyor . Ve o zaman güvenin diğer biçimleri de sahte kalıyor; sahte kalmak zorunda. Güvenin diğer biçimleri plastik çiçekler gibi kalıyor. Gerçek çiçeklerin büyümesi için gereken köklerin yok. Toplum bunu bilerek, kasıtlı olarak yapıyor çünkü kendine güvenen insan toplum için tehlikelidir. Kölelik üstüne kurulu bir toplum için tehlikelidir. Kendine güvenen insan özgür insandır. Ne yapacağı önceden bilinmez, kendi yolunda yürüyecektir. Hayatı özgürlük olacaktır. Hissettiği zaman, sevdiği zaman güvenecektir ve onun güveni çok yoğun ve gerçek olacaktır. Onun güveni hayat dolu ve sahici olacaktır. Ve duyduğu güven doğrultusunda her şeyi riske atmaya hazırdır ama sadece hissettiği zaman, kalbine dokunduğu zaman, zekâsına ve sevgisine dokunduğu zaman. Yoksa değil. Onu bir şeye inanmaya zorlayamazsın.
{Böyle Buyurdu Zerdüşt- Friedrich Nietzsche sayfa:38}Kitabı okudu
Kendine karşı gerçek ol; başka bir sorumluluğun yok. İnsan kendi varlığına karşı sorumludur. Sadece kendi varlığına cevap verebilirsin ve Tanrı sana niye başkası olmadığını sormaz.
Başkalarına bakma, kendine bak. Ve ne pahasına olursa olsun, içindekinin dışarı çıkmasına izin ver. Bastırmaktan daha büyük risk olamaz. Bastırırsan bütün yaşama sevincini kaybedersin. Bastırmaya devam edersen bütün hayatını kaybedersin. Zehirdir bu, varlığını zehirler.
Reklam
Her zaman şimdide kal, çünkü bütün sahtelik ya geçmişten, ya da gelecekten sızar. Geçmiş geçmiştir. Artık onu kafana takma ve yük olarak taşıma. Aksi halde, şimdinin gerçeğini yaşamana izin vermez. Ve gelecek olan da henüz gelmedi. Boşuna gelecekle kafanı yorma yoksa şu ana gelir ve onu mahveder. Şimdiye sadık kal, o zaman gerçek olursun. Şimdi, burada olmak gerçek olmaktır. Geçmiş yok, gelecek yok; bu an, hepsi bu. Bütün sonsuzluk bu anda.
Bir şeyi bastırırsan, bedende o duyguyu karşılayan bir yer vardır
Öfkesini fazlasıyla bastıran insanların dişlerinde problem çıktığına ilişkin kuşkularım var. Dişler bozuluyor çünkü orda çok fazla enerji var ve hiç serbest kalmıyor. Ve öfkesini bastıran insan daha çok yemek yiyor. Öfkeli insanlar çok yiyor çünkü dişlerin harekete ihtiyacı var. Öfkeli insanlar daha çok sigara içiyor. Öfkeli insanlar daha çok konuşuyor. Saplantılı konuşmacılar çıkıyor ortaya çünkü enerjinin serbest kalması için çenenin harekete ihtiyacı var.
Herkes hayal kırıklığına uğramış görünüyor çünkü hiçbiri iç sesini dinlemedi.
Büyük bir bilim adamına, Nobel'le ödüllendirilen bir cerraha sormuşlar: "Nobel ödülünü alınca pek de mutlu görünmediniz. Sorun neydi?" O da demiş ki: "Ben her zaman dansçı olmak istemiştim. Aslında cerrah olmak istememiştim. Ama şimdi sadece cerrah olmadım, üstelik çok da başarılı bir cerrah oldum ve bu bir yük. Ben sadece dansçı olmak istemiştim ve şimdi, hâlâ çok kötü dans ediyorum; bu da bana acı veriyor . Birini dans ederken görünce kendimi berbat hissediyorum, cehennemdeymişim gibi. Bu Nobel ödülünü ne yapacağım? Dansın yerine geçemez, bana dansı veremez." Unutma, iç sesine bağlı kal. Seni tehlikeye yöneltebilir; o zaman tehlikeye gir ama iç sesine bağlı kal. Ancak o zaman günün birinde mutlulukla dans edeceğin bir duruma gelebilirsin.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.