Okur üzerinde en etkin, en hissedilen, en çok iz bırakan yazılar 'ey okur, bunları senin için yazıyorum bak' edalı olanları değil, aksine kendimiz için yazdıklarımızdır.
Nurullah Genç
Şöhretli bir akademisyen, meşhur bir şair, unvanlı bir yönetici olmasına karşın, yaşayan en mütevazı insan odur desek pek yanılmış olmayız: Bir gün çalıştığı üniversite onu bir fakülteye dekan olarak atamıştır. Birkaç gün sonra bir dostu hayırlı olsun için telefon açar ona ve sorar: Nasıl gidiyor dekanlık hocam? Berbat diye cevaplar Nurullah Genç; Daha önce yüzüme bakmayan nice profesör, günde üç öğün sıraya geçip karşımda ceket ilikliyor, saygı ve bağlılıklarını sunuyorlar. Diğer taraftan benden on kat daha iyi insan olan odacım, arabamın kapısını açıyor, odamı temizliyor. Eziyet ve hüzün doluyum. Bir an önce bırakmak istiyorum!' Allah büyüktür, samimi gönüllere derman olur en kısa sürede; bir ayı bulmaz bu yaralı yürek bu dertten kurtulur; zira SPK'ya üye olarak atanmıştır.
Rahmetli Mehmed Selahaddin Şimşek; Her sonuç başlangıcının içindedir. İyiler iyi terbiyelerin kundaklarına sarılmıştır der.
Nurullah Genç’imizin nasıl bir mana ve ruh ikliminde yetiştiğini anlamak için şu anekdotu nakletmek isterim: Erzurum Horasan Piraduz (Dikili) Köyünde, dokuz çocuk babası Seyfullah Genç, ailesini kıt kanaat geçindiren bir
Yıllar öncesidir. Uluslararası Sapanca Şiir Akşamları'na katılmıştır Cahit Koytak. Kendisinden önce sahne alan hemen her şairin "sayın bakanım, sayın müşteşarım, sayın valim, sayın büyükşehir belediye başkanım, sayın kaymakamım, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum diye başlamasına; sıra kendisine gelince, ışıkçıları, sesçileri, bekçileri, zabıtaları, göldeki kayıkçıları selamlıyorum tepkisi ve isyanı ne kadar da anlamlı, ne kadar insani ve ne kadar Cahitçedir.
Atalarının 1877'de göz ettiği Kuzey Bulgaristan'ı geziyorduk Mehmet Şeker'le birlikte. Dobriç Tervel'deki söyleşiye biraz geçikmiştik. Özrü tarihe geçti: Çok özür diliyorum, biraz geç kaldık; yüz otuz altı yıl kadar!