"Erkekler de incinir mi?..
Erkekler... endişe, korku, güvensizlik yaşıyor mu? 'Ya giderse' diye titriyor mu içleri? Yollara dalıyor mu gözleri? İç çekerken çok ağlamış bir çocuk gibi titriyor mu göğüsleri? Aldırıyorlar mı karşısındakilerin suskunluğuna? Affediyorlar mı, susuyorlar mı, bekliyorlar mı?.. Sormak isterken soramamak, koşmak isterken koşamamak boğar mı onları da?.. O zaman neden anlaşamıyoruz, nedir yani bu kadar benzer kederler yaşarken paylaşamadığımız?.. Biz ateşin gücünü ölçerken unutttuk ateşin devamı için uğraşmayı... Beni ne kadar seviyor? Taş kalbi hiç mi acımıyor? Kim daha çok özlüyor? Suskunluktan belki de incinmekten."
Aşkım da değişebilir gerçeklerim de
Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
Yan gelmişim diz boyu sulara
Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum
Hiçbirinizle dövüşemem
Siz ne derseniz deyiniz
Benim bir gizli bildiğim var.
-Turgut Uyar
"'Rüzgâr tersten esiyordu, hoca bana takmıştı, müdür zaten onu kolluyordu, filancanın yeğeni, bilmem kimin yakınıydı' diyerek kendi başarısızlığınıza kılıflar buldunuz mu?
Hiç ama hiç tanımadığınız bir insan hakkında kalabalıklarda 'hiç sevmem ben onu' dediniz mi? 'Neden' diye sorulduğunda 'ay bilmem, hiç içten bulmuyorum onu' diye suratınızı buruşturdunuz mu?
Gerçekten kendi kendinize karşı ne kadar samimi olduğunuzu tarttınız mı hiç? Yoksa biz içtenlik paranoyası içinde samimiyetsiz bir topluluk muyuz? Bunu hiç düşündünüz mü?"
Sen el kadar bir kadınsındır
Sabahlara kadar beyaz ve kirpikli
Bazı ağaçlara kapı komşu
Bazı çiçeklerin andırdığı
İş bu kadarla bitse iyi
Bir insan edinmişsindir kendine
Bir şarkı edinmişsindir, bir umut
Güzelsindir de oldukça, çocuksundur da
Saçlarınla beraber penceredeyken
Besbelli arandığından haberli
Gemiler eskirken, deniz eskirken limanda
Sevgili..
- Cemal Süreya