Yeni Kadın-Erkek İlişkileri
Herb GoldbergSözler ve Alıntılar
"Kız çocuğu öpülüp okşanır, kucağa alınır ve kendini bu şekilde ifade etmekte rahat davranmayı öğrenir. Aynı zamanda bariz cinselliğin pis ve tehlikeli olduğunu öğrenir.
Erkek çocuğu içinse öpme, okşama, kucaklama, sarılma kadınsı bir davranıştır. Ama seks ve bunu kendisine verecek bir kız bulmak, erkekliğinin geçerlenmesi olarak değerlendirilir. Bu nedenle sevişirken kadın şöyle demeye yatkın olacaktır: 'Neden birbirimizi daha fazla kucaklayamıyor, birbirimize yakın olamıyoruz? Bana dokunmuyorsun bile. Yakınlaştığımız zaman bunun neden her zaman seks anlamı taşıması gerekiyor? Bazen, hiçbir şey yapmadan yanına uzanmak istiyorum.'
Öte yandan dürüst ve açık olması halinde erkek şöyle demeye yatkındır: 'Aslında hiçbir zaman seks yapmak istemiyorsun. Tek istediğin dokunmak ve sarılmak. Seks yapmaya hazır olman için bunu ne kadar yapmamız gerekiyor?'
Kadın, temelde tek isteğinin yakınlık olmasına rağmen, erkeği hoşnut etmek için orgazm yaşıyormuş, cinsel heyecan duyuyormuş numarası yapabilir. Erkek ise gerçekte tek istediği cinsel rahatlamayken, yakın olmaktan haz alıyormuş numarası yapabilir. Her iki tarafta da öfke birikir. Kadının görünürde doyumsuz yakınlık ihtiyacı karşısında erkek sabırsızlık, baskı ve can sıkıntısı hissedecektir. Kadın ise erkeğin dolaysız, görünüşte kişisel olmayan seks yaklaşımının sonucunda kendini kullanılmış, sevilmiyor hissedecektir."
"Bağımlılık, korku duygularını bastırmasından, direnmelerinden, vb. kaynaklanan ülser, sırt ağrıları gibi psikosomatik hastalıkların kurbanı olur. Duyguları sürekli ve kontrol edilemez bir şekilde dalgalanır. Sıkıcı, zevksiz, doyum vermeyen bir arkadaştır, çünkü ilişkinin duygusal ve bireyler arası yanlarına duyarsızdır ve bu nedenle sohbeti kişisel değildir, sıkıcıdır, gerçekten de boğucudur."
"Kuşkusuz, erkek sorunun sadece bir yarısıdır. Kadının cinselliği de genç bir kızken büyük ölçüde bastırılır. Seksin, erkeklerin istediği, 'iyi kızların' ise 'vermediği' veya gerçekten ihtiyaç duymadığı bir şey olduğunu öğrenir. Daha sonra seks, 'sevgiyle' takas edebileceği bir şeye dönüşür. Özel 'bağlanma' ve 'yakınlık' koşulları altında seksten zevk alabilir, ama aynı zamanda da, şartların tam istediği gibi olmaması halinde seks olmadan da yapabileceğine inanır."
"Erkek bir makineye dönüşürken, kadın da çocuksu bir durumda kalır. Kadınsı şartlanma onu öylesine köstekler ki kendi yaşamının ve deneyimlerinin doğrudan sorumluluğunu alarak özerk, kararlı bir yaşam sürmek için potansiyel gücünü kullanmaz, belki de kullanamaz!"
"Geleneksel ilişkilerde iyi bir seks hayatı büyük ölçüde bir kurgudan ibarettir, çünkü seks iki insan arasında gerçekleşmez, cinsiyet savunmasıyla güdülenen bir seksten ibarettir. Cinsel fonksiyon bozukluğu denen şey kaçınılmazdır, çünkü kadın karşısındakinin duyarsız olduğuna, erkek de sürekli kendini kanıtlamak zorunda olduğuna inanır. Birbirlerine yürekten evet diyemezler. Kadın cinselliği güvence ve güvenlik için kullanır ve bu amaçlar gerçekleştikten sonra cinsel motivasyonu ortadan kalkar. Erkek cinselliği kontrol, kendi erkekliğinin kanıtı ve kadının hâlâ onun mülkiyetinde olduğunun bir güvencesi olarak kullanır ve bu hedeflere ulaşıldıktan sonra cinsel motivasyonunu kaybeder. Kadın bir cinsellik nesnedir, erkekse bir güvenlik nesnesidir. Her iki cins de cinsel heyecanı savunmacı güdülerin bir yan ürünü olarak yaşar."
"Romantik bir coşkuyla birbirine bağlanan çoğu çift, giderek ölü bir etkileşim noktasına ulaşır ve sonunda yabancılaşma, bazen de gizli öfke veya açık nefret duygularıyla ilişkiyi sonlandırıp ayrılırlar."
"Düzenli televizyon izleyen yüz seksen dört kişiden bir yıl süreyle televizyondan vazgeçmesi istenir. İzlemedikleri her gün için kendilerine para ödenir. Başlangıçta televizyondan kurtulmuş olmaktan dolayı mutlu gibi gözükürler. Daha sık sinemaya, eş-dost ziyaretine gider, daha çok kitap okurlar."