Kendini çok yalnız, çok ıssız hissettiğin,
yazdıklarında değer, yaşadıklarında anlam
bulmakta güçlük çektiğin böyle anlarda
başını göğsüne yaslayıp
ağlayabileceğin
bir dostun çıkıp gelmesini beklersin ve elini omzuna koyup,
gözlerinin içine, uçurumun dibine
bakmasını...
bir şiir, okuruna, "harikulâde
müthiş! böylesini hiç okumamıştım! dedirtebilir
ve bu şiir güzeldir, iyidir.
ama okunduktan sonra, insana,
konuşmayı unutturan,
oturup sessiz sessiz
ağlama isteği veren şiir...
hayatın dibinde bir delik var,
ne kadar tecrübe eklersen ekle,
ne kadar bilgi, ne kadar erdem
eklersen ekle ona,
ne kadar gözyaşı dökersen dök,
ne kadar mahviyet, ne kadar yüzsuyu,
"yeter, doldum, yeter,
doydum!" demiyor.
bilgi, keder ve sanat
kanıksama verdiği zaman
otur saatlerce ağla, evet ağla,
göz yaşı dökmekten korkma!
...
ağla, evet ağla, çünkü bakarsın,
sıcak bir gözyaşı damlası
döl suyu gibi düşer
rahmine, bakire gecenin
ve bakarsın, aklın kükreyen dalgaları üzerinde
çayırda yürür gibi yürümesini bilen,
eline ve diline mahir bir Mesih doğurabilir
kalbinin Meryem anası.