Sinema konumuz. Çok okunan kitaplar dizisini bu son iletiyle bitirelim , bütün türlere girmemiz gerekmiyor. Bu ileti ise kitaplardan ziyade sinemayla ilgili olacak. Önce kitapları sıralayalım ,
1-
"Amsterdam gazetesi Het Parool'da ilginç bir yazı dizisi yayımlandı. "Yayımlandığında Anne Frank'in günlüğünü okudum ve yıkıldım. Kendimi benim yaşlarımdaki o küçük kızla öyle özdeşleştirdim ki."
"Dil öğretmeye yönelik bir film değildi. Audrey Hepburn'ün beyazperdede ilk kez göründüğü sahneler, Amsterdam'daki sessiz sakin bir sokakta bir günde çekildi. Komedi bakımından sönük filmin konusu, Hollanda hakkında bir seyahat filmi yapması beklenen bir görüntü yönetmeninin, işinden çok Hollandalı kızlarla ilgilenmesi üzerineydi."
"Filmde diyaloğu olan elliden fazla rol vardı. Ayrıca on beş bin figüran beyazperdede o dönemin kostümleriyle boy gösterecekti. Doksan terzi kostümleri tamamlamak için gece gündüz çalışıyordu. Tüm Avrupa'dan hay- van terbiyecileri çağrıldı. Sekiz binden fazla ata ihtiyaç vardı. Tiyatro depolarıyla askeri müzelerden 2876 top, sete taşındı. Senaryoyu çekim sırasında tamamlamanın dahiyane bir fikir ol- duğunu düşünüyorlardı."
"Roman Holiday'in çekim öncesi hazırlık dönemi inanılmaz yoğun geçti. Her karakterin gardırobu, makyaj detaylan, Romada çalışacak uluslararası kalabalık kadronun biraraya ge tirilmesi, tarihi anıtlar ve saraylarda çekim izinlerinin alınması, oyuncuların programlarının belirlenmesi..."
“My life has been so much more than a fairy tale,” Audrey had said a dozen years earlier. “I’ve had my share of difficult moments, but it’s as if there was always a light at the end of the tunnel.”
"Hayatım hep bir peri masalından fazlası oldu. Yaşamın zor anlarından nasibimi aldım ama tünelin sonunda daima bir ışık vardı."