“Psikolojik yaraların çocuklar üzerindeki duygusal etkisi ve yetişkin hayatlarında nasıl ortaya çıktıkları.Düşünün,hayatta kalmak için güveneceğiniz ilk insan ölmüş olmanızı istiyor.Bu bir çocuk için ne kadar korkunç,ne kadar trawmatik olsa gerek.Kendinize verdiğiniz değer yok olur;ve yerine kalan acı çok büyük,çekilemeyecek kadar büyüktür.Dolayısıyla yutarsınız,bastırırsınız,gömersiniz.”
#kitapkonusu
Alicia Berenson 33yaşında ünlü bir ressam,kocası Gabriel ise tanınmış ünlü bir moda fotoğrafçısı..7 yıllık evlilikleri süresinde mutlu oldu Alicia,hatta sevdi sevildi,eşinin ona hediye ettiği deftere günlük yazmaya başladı..herşey bu kadar normal giderken bir gün Alicia;Kocası Gabrieli mutfakta tüfekle 5 kez başından vurarak öldürdü.İŞTE O GÜN BİR DAHA HİÇ KİMSEYLE KONUŞMADI.Terapistlere dahi tepki vermeyip sessizliğine bürünen hastaya bir çok denenmiş tedavi sonuç vermiyordu taki Terapist dr.Teo gelene kadar..
Tedaviye sonuç verip veremeyeceğini kitapın sonlarına doğru cümleler arasında kaybolarak okudum.siz kitap sewerlere #şiddetle #tavsiyeederim.
“Benim dünyamda,bir hikayenin yer değiştirmesi tanıdığınız ve saygı duyduğumuz bir şeydir.Sanat eserleri çakışabilir ya da birbirleriyle uyum içinde olabilirler.Günümüzde,sahiplenme konusunda korku ve endişeler olsa da,bu her an parlayabilecek hassas bir mesele olsa da,ben her zaman anlatıların anlatılmasında be yeniden anlatılmasında bir güzellik olduğunu düşündüm.Hikâyeler Çağlar boyunca böyle hayatta kalır.Bir yazarın çalışmasındaki fikri bir diğerinde izleyebilirsin,bu bana göre güçlü ve heyecan verici bir şey.
”Dediler ki sevdiğin ölünce kalbinde kırk mum yanar,her gün biri söner.Kırkıncı gün hepsi söner,biri bekler.O tek mum ebediyen yanar,acını o tek mum tutar.Ben buna inandım.Hayalimde otuz dokuz mum söndürdüm her gece üfleyerek,içimdeki cılız nefeslerle.Gögsümdeki sızı hafifler,tekrar toplanır,çiğerime derin bir nefes girer diye kırk gün bekledim.Geçtiğimiz kırk gün,bugünü bekledim.Sabah uyandım,kendimi yokladım.Öğlen tekrar baktım.Kırkıncı ikindiyi beklerken kırkikindi yağmurları boşandı gözlerimden.Gecesini bekledim ve de gece yarısını.Hiçbir şey olmadı.Yalanınız batsın dedim.İçimde tek bir mum kalacaktı hani;peki ne,bu yürekteki BİN DÖNÜMLÜK ORMAN YANGINI.”
Aşk öğrenmek için mutluluğa değil hasrete,hicrana,firkate,ayrılığa ihtiyacın olduğunu bilmemişin.Aşkın azığı mutluluk değil kederdir,üzüntüdür,elemdir.”
“Dostum,bilirsin ki aşk nefisleri kahreden,kalpleri esir eden bir zorbadır.Başı esaret,ortası hastalık,sonu helâktır!Bu yüzden derhal kendini toparlamalısın.”