Gözlerim ayna görevi görüyor ruh dünyamı yansıtıyordu. Dik dik ona baktım. Saçlarım halının üzerine dağılmıştı. Bir erotik şehvet tablosu gibi görünüyor olmalıydım.
Göğün karanlık bir köşesinde
Küçük bir yıldız olmak arzusundayım
Ve bu istek,
İkimizi öldürmeye yeter.
Sevişmek bir sarmaşığın kalbiyle düşünmektir.
Açmaktır kendini sonsuzluğa.
Açtım ruhumu
Çıplaktım
Çırılçıplak.
Evet, sen de oradasın, sevgilim. Görmek için bakan gözlerle ve hazzın ışık saçan tertiplerini gece gündüz inceleyen bir simyacı titizliğiyle, otopsi yaparcasına bana bakıyorsun.
Üçümüz de orada olacağız, sessiz sakin, geleceğin ressamını bekleyeceğiz. Tutkuyla işe koyulan ressam bizi düşlerine hapsedip fırçasıyla tuvale yerleştirecek ve bizi kendisinin yarattığını sanacak.
keyfetmenin bilgeliğine vardığımı söylersem hiç de abartmış olmam. Sözünü ettiğim, hayatın bize sunduğu bütün meyvelerden - çürüklerinden bile - zevk balını süzme sanatı.
İnsan, kötülüklerini, sırmalı kaftan gibi geçirmeli sırtına, yakıştırmalı. Farkında olmadığı, umursamaz göründüğü bir ayla gibi.
Havakürenin saydam pisliğinde hatları belirsizleşmeyen, yalnızca kötülüğe tümüyle teslim olmuş yaradılışlardır. Güzellik - olağanüstü - bir kötülük biçimidir.
Anais Nin’in para karşılığı özel müşterilerine yazdığı erotik hikayelerden oluşuyor. Yalnız bu hikayelerde şiirsellik ısrarla istenmemesi üzerine Anais’in bir müşterisine yazdığı mektubu sizinle paylaşmak istedim.
“Sevgili Koleksiyoncu, sizden nefret ediyoruz. Seks aleni, otomatik hale geldiğinde, aşırıya kaçıldığında, mekanik bir takıntıya