Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Otuzuma geldim hala kendimi bulamadım!"
diye hayıflananlar; "Ergenlik fizyolojik olarak 25, sosyo kültürel olarak 30 yaşına kadar devam ediyor. İnsan prematüre doğan, dolayısıyla geç olgunlaşan bir canlı. Ve yirmili yaşlar, en verimli çağ değil en belalı çağdır. Ruh hastalıkları, kişilik bozuklukları yirmili yaşlarda kendini gösterir, depresyon, öz yıkım ve öz kıyım davranışları sık görülür. Aklın karışık, duyguların kırılgan, dış etkilere açık olunan kritik bir dönemdir. Kariyer, ilişikiler ve finansal durum ile ilgili güvensizlik, kaygı, şüphe ve hayal kırıklığı ile tanımlı çeyrek yaş krizini de düşünürsek birey aslında otuzlarının ortasında kendine geliyor diyebiliriz."
Şule Öncü
Şule Öncü
TBMM açılış konuşması.Şerif Bey23 Nisan 1920 Allah’ın yardımıyla ulusumuzun tam bağımsızlığı için sorumluluğu doğrudan doğruya yüklenip kendisini yönetmeye başladığını bütün cihana duyurarak Büyük Milet Meclisini açıyorum. Kutsal olarak bağlı olduğumuz bütün Müslümanların Halifesi ve Osmanlılar’ın Padişahının yabancı boyunduruğundan kurtarılmasında ve saltanatın sürekli merkezi olan İstanbul’umuz ile işgal altında ve türlü kıyım ve işkence içinde maddi ve manevi bakımdan insafsızca yok edilmekte olan zulüm görmüş bütün illerimizin kurtarılmasında bizi başarılı kılmasını Yüce Allahtan dilerim .
Reklam
Melekler dans eder mi Güler mi köleler Ve duyar mı körler Bağırırsak avazımız çıktığınca Kitaplar mıydı yalancı Katipler mi Kralmıydı çıplak olan Ondan geriye kalanlar mı
Kitaplara yapılan kıyım halka yapılan kötülüktür bence.
Koca Reis'in ilk Ayaklanma çağrısını yaptığı o gece düşledikleri, bu şiddet ve kıyım olabilir miydi? Kendisinin gözünde canlandırdığı gelecekte, hayvanların açlık ve kırbaçtan kurtuldukları, herkesin eşit olduğu, herkesin kendi gücüne göre çalıştığı ve Koca Reis'in konuştuğu gece yolunu şaşırmış ördek yavrularına kucak açtığı gibi güçlülerin zayıfları koruduğu bir toplum vardı. Oysa, nedendir bilinmez, kimsenin düşüncesini açıklamaya cesaret edemediği, her yerde azgın, yabanıl köpeklerin hırlayarak kol gezdiği, yoldaşlarının korkunç suçları itiraf ettirildikten sonra paramparça edilişini seyretmek zorunda kaldıkları bir toplum çıkmıştı ortaya. Ama aklından, ayaklanalım ya da başkaldıralım gibisinden düşünceler geçmiyordu. Şu içinde bulundukları durumun bile Jones'un zamanındakinden çok daha iyi olduğunu ve her şeyden önce insanların çiftliğe geri dönmelerinin önlenmesi gerektiğini biliyordu. Ne olursa olsun yönetime bağlı kalacak, kendisine verilen emirleri harfi harfine yerine getirecek ve Napoléon'un önderliğini kabullenecekti.
Reklam
Hikayeci: İzak Babel
..."Baban hayatından ümidi kesmiş bir halde sabahtan beridir seni arıyor." Sonra Kuzma ile birlikte babamların 'kıyım'dan kaçarak sığındıkları vergi müfettişinin evine gittik.
Sayfa 34 - Kafe Kültür Yayınları, 1. Baskı: Şubat 2015, İstanbulKitabı okuyor
Kitaplara yapılan kıyım halka yapılan kötülüktür bence.
'' Dikkate değer ki, İzmir'e ve daha sonra Manisa'ya ve Aydın'a düşmanın girişi ve yapılan her türlü saldırı ve kıyım konusunda ulus daha aydınlanmamış ve ulusal varlığa vurulan bu korkunç yumruğa karşı açıkça hiçbir üzüntü ve yakınma gösterisinde bulunulmamıştı... ''
Bir iç savaşın ortasında, dört bir yanı kıyım ve nefretle çevrilmişken aşık olamaz insan.
Sayfa 195 - KostasKitabı okudu
Reklam
Hafif kanlı Chevrolet'ler, hırslı Pontiac'lar, kıranta Buick'ler Gürültüyle akıp gidiyor General Motors'un enikleri; Ve ağır kıçlı, geniş çeneli, soluklu arabaları Ford'un; Ve ağaçlar görüyor, gözlüklü, iri kıyım Chrysler ailesini
Sayfa 44 - Can YayınlarıKitabı okuyor
“Kitaplara yapılan kıyım halka yapılan kötülüktür bence.”
Eski kitaplarda edipler başlık kullanmazlar. Okurun yazının içerisine girip başlığı arama merakıyla okumaya başlaması için bir teşvik bu. Keşif hakkını okurun elinde bırakıyor. Muhakeme canlılığını koruyor. Şartlanmışlığı iktiza eden başlığın olmaması bir çok hikmete gebe. Başlık kısmını okuma sonunda size bırakıyorum. Soluğumuzu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.