“Özellikle toplumsal-siyasal meselelerde doğru düşünmek ancak Türk gibi düşünmekle mümkündür. Türk gibi düşünebilmek için de Türk’ü sevmek ve Türk tarih şuuruna sahip olmak gerekir. İşte bu yüzden, Galip Erdem’de, Türk milliyetçiliği ile ilgili her sorunun cevabı vardı.”
“Ölen yakınlarımızın mezarı başında söz veririz; seni asla unutmayacağız vs. diye. İlk günlerin acısı içinde duygu ve düşüncelerimizde samimi olduğumuzdan, gidenin hiç unutulmayacağına inancımızdan şüphe edilmez. Ama, çok geçmeden insanoğlunun yapısındaki zayıflık kendini gösterir; dertlerimize, işlerimize dalarız ve gideni unuturuz. Bu kaidenin benim bildiğim pek az istinası vardır.”
"İnsan çox vaxt başqalarından gəldiyini düşündüyü sıxıntıları özü yaradır. Başqasının boğazımızdan yapışdığını düşündüyümüzdə, əslində, öz boğazımızı özümüz sıxırıq, ya da boğazımızın sıxılması üçüm əlimizdən gələni edirik. Başqalarından gəldiyini düşündüyümüz bəlaları özümüz öz başımıza gətiririk".
Son zamanlarda okuduğum hatıratlardan belki de en iyisi budur. Gerek üslup gerekse olay örgüsü olarak gerçekten çok akıcı. Ziya Yergök gibi değerli askerlerimizin anılarını daha çok okumak ,Osmanlı Devleti'nin son zamanlarındaki aciziyeti anlamaya ve kurtuluş mücadelemizin nasıl bir mucize olduğunu kavramaya yardımcı olacaktır.
Kendisinden gelen mektuplarda beni üzmemek için halinden bahsetmiyordu. Her şeyi benden saklıyordu. Meğer ne tehlikeler atlatmış, neler geçirmiş? Bütün bunları bana sonradan anlattı.