Başkan, “Gereği düşünüldü.” dedi. Ayağa kalktım. Meslektaşım kalkmadı. Başkan duymadığını sanmıştı. Tekrarladı, “Gereği düşünüldü.” Tam bu sırada meslektaşımın başı düştü önündeki masaya. Kafanın bir yere çarpınca çıkardığı tok ses… Ölmüştü.
Olay: Mahkeme ölüm cezası vermişti. Başkan muhalif kalmıştı. Karar duruşmada tefhim edilecekti. Kararı başkan okur. Karar okunurken herkes ayağa kalkar, yalnız hakimler oturur. Usul böyle. Dinleyiciler de, biz de ayağa kalktık. Başkan kağıdı aldı. Kararı okuyacaktı. Kekeledi, durakladı. Konuşamıyordu. Biraz sonra sağdaki üye kağıdı başkanın elinden aldı. Kürsünün dibindeki zabıt katibine uzattı. “Oku.” dedi. Katip okumaya başlarken hayretle gördük. Başkan da ayağa kalkmıştı. Dudakları titredi, bir şeyler söylemek istiyordu. Söyleyemedi. Kararın okunması bitinceye kadar ayakta kaldı. Başkanın sararmış yüzünü unutamıyorum.
Monarşik yönetimlerde en üst iktidar ve otorite dilediği gibi davranabilecek: Barış veya Savaş yapabilecek vergi koyabilecek ve buna benzer yetkilere sahip Tek bir kişiye devredilmiştir. Aristokratik yönetimde ise en zenginlerden ya da belli ailelerden oluşan belli bir grup devlet işlerinin yürüten kamu görevlilerini seçme gücünü elinde tutar. Demokratik idare devlet işlerinin idaresinin halka ait olduğu yönetimdir.
Hz. Muhammed Mekke’yi fethettiğinde karşısında yine kadın yöneticiler vardı. Mekke'nin anahtarını Hz. Osman’ın annesinden aldı. Bu görevi daha önce de Hz. Muhammed’in akrabası olan Abdulmuttalip’in kızlarının yaptığı bilinir. İbn İshak ise, Cahiliye adını verdiği İslam öncesi dönemde kadının yargıçlık yaptığını yazar.
Hükümet, kendisi dışarıdan gelen zararlara karşı korumadığı takdirde en iyi kamu düzeninde dahi güvenlik tesis edilmeyeceği için yasaların ilgilendiği 4. şey bu maksada yöneliktir. Bu başlık altında ,çeşitli silahlı güçleriyle avantajlar ve dezavantajları; mevcut ordular ve milis güçlerinin hukuku gösterilecektir. Nihayet bağımsız bir toplumun bir diğerine yönelik talepleri yabancıların sahibi olduğu ayrıcalıklar ve savaşmanın meşru zemini olarak düşünülebilirsek milletlerin yasaları ele alacaktır.
Hukuk kuramı kanunların ve devlet yönetiminin genel prensiplerinin teorisidir. Hukukun 4 ana konusu Adalet, kamu düzeni, devletin gelirleri ve silahlı güçlerdir. Adaletle murat edilen zarara karşı korunmaktır ve bu devletin temelidir.