Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Kimin için Allah var, ona herşey var. Ve kimin için yoksa, herşey ona yoktur, hiçtir.
Reklam
Yüzer milyon kahraman başlar fedâ oldukları bir kudsî hakikate, başımız dahi fedâ olsun! Dünyayı başıma ateş yapsanız, hakikat‑i Kur'âniye’ye fedâ olan bu baş size eğilmeyecektir! Bediüzzaman...
GAZZE...
Hem Ermeni mahallesinden başka Van'ın bütün Müslümanlarının haneleri tahrip edilmiş gördüm. ... Hem insan nasıl cismiyle, hanesiyle alâkadardır; öyle de kasabasıyla, memleketiyle belki dünyasıyla alâkadar olduğunu kendim de gördüm. Çünkü ben vücudum itibarıyla ihtiyarlık rikkatinden iki gözümle ağlarken, medresemin yalnız ihtiyarlığı değil belki vefatından dolayı on gözle ağlamak istiyordum. Ve o şirin vatanımın yarı ölmesiyle yüz gözle ağlamaya ihtiyacım vardı.
Başkalarını ıslah için evvelâ kendimizi ıslah etmek icap eder.
Bir Dava Adamından Notlar
Bir Dava Adamından Notlar
Fotoğraf fazlalığı için hakkınızı helal edin :))
Elhasıl, bu sahife-i hayatiye-i bahariye, haşr-i a'zamın yüz bin numunelerini ve misallerini göstermekle...
Şualar
Şualar
Rabia Rüveyda
Rabia Rüveyda
📷🌿🩵📕
Reklam
Senin ne bedeninde, ne zihninde hiç bir arıza yok. Seni yıldıran, karşılaştığın haller değil, o haller hakkında düşündüklerindir. O haller başına gelmeden onları olmuş gibi düşünmek akılsızlıktır. Meseleyi düşünmeli, fakat üzülüp gam ve keder içinde kalmamalı.
Birinci defa يَا بَاقٖى اَنْتَ الْبَاقٖى dedim, dünya ve dünyadaki Abdurrahman gibi hadsiz alâkadar olduğum ahbapların zevalinden ve rabıtalarım kopmasından neş'et eden hadsiz manevî yaralar içinde bir ameliyat-ı cerrahiye nevinde bir tedavi başladı. İkinci defa يَا بَاقٖى اَنْتَ الْبَاقٖى cümlesi bütün o hadsiz, manevî yaralara hem merhem hem tiryak oldu. Yani sen bâkisin; giden gitsin, sen yetersin. Madem sen bâkisin, zeval bulan her şeye bedel bir cilve-i rahmetin kâfidir. Madem sen varsın, senin varlığına iman ile intisabını bilen ve sırr-ı İslâmiyet'le o intisaba göre hareket eden insana her şey var. Fena ve zeval, mevt ve adem bir perdedir, bir tazelenmektir; ayrı ayrı menzillerde gezmek hükmündedir diye düşünüp tamamıyla o hırkatli, firkatli, hazîn, elîm, karanlıklı, dehşetli halet-i ruhaniye; sürurlu, neşeli, lezzetli, nurlu, sevimli, ünsiyetli bir halete inkılab etti. Lisanım ve kalbim, belki lisan-ı hal ile bütün zerrat-ı vücudum "Elhamdülillah" dediler.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.