Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yanan Ormanlarda Elli Gün
Abtes aldıktan sonra şeyhin yanında diz çöktüm.Başladı söylenmeye: “Şimdiye kadar yaptığim bütün kötülüklere,zulme,hayvana ve insana…Yaptığın zinaya,okuduğun kitaplara,hak yediklerine ve riyakarlık. larına ve cümle pisliklere,bilir bilmez işlediğin cümle fenalıklara tövbe ediyor musun?” “Evet”. Yarım saat yüzüme yarım saat dua okuyup üfledi. “Sen artık Rufai oldun” dedi. Sonra Yunus’un ilahi okundu.Okunurken herkes sallanıyor. titriyor uçuyor gibiydi.Sonra birisi Kürtçe ilahi okudu.Derviş ilahi okurken ağzından köpükler saçıldı. Dua okurken beş şişi kendine soktu. Ne kan aktı,ne bir şey.Sonra şişleri çıkardı.Yerden daha uzun bir şiş aldı. Sonra sarsılarak dizlerin üzerine kalktı.Korktum.Dizlerinin üstünde yürüdü.Elindeki büyük şişi karnına sapladı.Ucu arkasından çıktı.Dizlerinin üzerinde yürümeye başladı.Şeyh de yerinden kalktı,geldi.Dervişin elindeki şişi çekti.Derviş ölü gibi hareketsiz kaldı. İçime bir ürperti kapladı.
Sayfa 13 - YkyKitabı okuyor
Kürtçe konuşmak anlamadığım bir suça dönüşmüştü Öğretmen dille dövüyordu bizi Çok pis dövüyordu, sürekli dövüyordu Yine de Türkçe sınıfta kalırdı! Ben devleti görünce büyüdüm.
Reklam
Anne; Allah’ın sanırım yeryüzündeki merhametinin temsilcisidir
Kürtçe atasözü: Bav pışte dayık her tıştı… Türkçesi: Baba sadece dayanaktır anne her bir şeydir!
Kürtçe güzel bir atasözü :)
Aqlê sivik barê girane. Hafif akıl ağır yüktür
Amerika'daki saygın Kürt gazetecilerden Mutlu Civiroğlu'nun arşiv araştırması ve benimle paylaştığı bilgiler dahilinde birkaç gün önce öğrendiğim ve bugün ziyaret ettiğim İsviçre'de Kürtler açısından tarihi öneme sahip bir mekan... İlk baskısı 22 Nisan 1898'de Mısır, Kahire'de Son baskısı 14 Nisan 1902'de İsviçre Cenevre'de yayınlanan Kürdistan isimli ilk Kürtçe gazete'nin son baskının yapıldığı Cenevre ofisi tam olarak videosunu izlediğiniz bu mekandaydı. Miqdat Bedirxan (Mikdad Midhat Bedir Han) İlk Kürtçe gazete olan Kürdistan'ı yayınlayan bir Kürt milliyetçisi ve gazeteciydi. Aynı zamanda Botan Emirliği'nin son Kürt Mîri olan Bedir Han Bey'in de oğluydu. Miqdat Bedirxan, Üsküdar Askeri Lisesi'nde , ardından Galatasaray'daki İmparatorluk Lisesi'nde (Mekteb-i Sultanî) eğitim gördü ve mezun olduktan sonra Osmanlı bürokrasisinde de görev aldı. Dönemin yetkin İngiliz gazetelerinden The British Journal, İstanbul ziyaretinde Bedirxan'dan bahsederken "Osmanlı İmparatorluğu'nda eğitimli, aydın ve soylu Kürtler de bulunmakta" şeklinde övgüyle anlatıyor. Gazetede ayrıca edebi eserler yanı sıra şairlere de yer verildiği gazete hakkında tarihi kaynaklar arasında. Dönemin şartlarına uygun olarak bazı baskıları iki dilli (Kürtçe ve Türkçe çevirili) yayınlanmış. Gazetenin son baskısının 14 Nisan 1902'de yayınladığı bu ofis, şimdi gazete ve sigara satan bir kiosk olarak işletildiği görülüyor...
Halide Edib Adıvar
Babası Edip Bey genç yaşta ölünce annesi, Bedirxan Paşa'nın oğlu Ali Şamil Paşa ile evlenmişti. Bedirxanilerin evinde de dil Kürtçe idi. İşte Halide Edip Hanım, böylece Kürtlerin içinde büyümüştü. Zeyno(Kalp Ağrısı) ve Zeyno'nun Oğlu romanlarını bu tesir altında yazdığını söylerdi.
Reklam
Yıl 1944. Nisan, Mayıs ayları. Nusaybinli bir köylü yularından tuttuğu eşeğiyle birlikte şeh­rin tek caddesi olan ana caddeden geçerken —keyfin­den mi, can sıkıntısından mı bilinmez— ıslık çaldığı için jandarmalar tarafından yakalanır. Jandarmalara göre köylü ıslığı Kürtçe çalmıştır. Nihayet yanılmadık­ları da ortaya çıkar zira bizimki tek kelime dahi Türk­çe bilmiyor ve derdini Kürtçe anlatmaya koyuluyor. Ta­bii cezanın da miktarı böylece artıyor. Adam o kadar çok itiraz eder ki, üzerindeki para derdini anlatmasına yetmez ve elindeki eşeğini Kürtçe kelime ücreti olarak —zorunlu olarak— ödeyip köyüne geri gider...
Şeyh Said Hadisesi sonrası Hükümet kontrolünün yetişebildiği yerlerde Kürtçenin konuşulmasını yasakladınız. Yedlerinde Kürtçe grammafon diski bulunanlar en ağır cezalara çarptırıldı. Mamafi bu tedbirinde tatbiki kabiliyeti olmadığı az zamanda anlaşıldı, ve bundan da feragat edildi. Müfettişi umuminin makam icraatı olan Diyarbekir 'de adeta kaht zuhur etti. Bilhassa zabitan ve memurun kısmı ruzmete ihtiyaçlardan olan yağ, süt, yumurta, peynir. ilh... gibi dahili mahsulatı tedarik edemez oldular. Çünkü köylerden gelen bu mevadm müstahsilleri kamilen Kürt köylüleri idi. Ve Türkçe konuşmayı bilmezlerdi. El altından verilen bir emir ile bunların Kürtçe konuşmalarına müsamaha edilmesi memurun ailesine tebliğ edildi. Kaza merkezlerinde daha garip bir şekil hadis olmuştu. Türkçe bilmeyen halk bittabi Kürtçe konuşuyordu. Ancak müfettişi umuminin kazalara geldiği günlerde kaymakam muhtarları nezdine celb ve müfettişi umuminin çarşı pazarında gezdiği zamanlarda hiç Türkçe bilmiyenlerin evlerinden çıkmamalarını temin suretiyle müfettişi umumiye az çok Türkçe konuşan bir halk gösteriyordu. Hakikat halde müfettişi umumiyede bu muvazaaya vakıf idi. Bile bile amir ve memur birbirini aldatıyordu. Ve cumhuriyetin tabiat eşyaye muhalif olan kanunları ancak bu suretle cay tatbik bulabiliyordu.
Sayfa 23
Paşa Hazretleri, burada birçok kimselerce henüz malum olmayan bir hakikati zikredeceğim. Zatı fahimaneleri elbette hatırlarsınız. Dedim ki elinizde Kürt'ten maada unsur kalmamıştı. O Kürtler ki vaktiyle Diyarbekir'de bulunduğunuz zaman kalplerini kazanmağa çalışmıştınız. İttihat ve Terakki ruesası bir mürebba vücuda getirip zatı fahimanelerine tahsis edeceklerine Enver, Talat ve Cemal Paşalar bir müselles teşkil eylemişler ve Anafartalar kahramanını kadro haricinde bırakmışlardı. Trablusgarp harbi esnasında çadırından çıkarken etrafınızda bulunanlara "Napolyon geliyor" istihzası ile gösterdiğiniz Enver Paşa hakiki bir Napolyonluğa yelteniyordu. Cemal Paşa Arabistan veysruvası olmuştu. Onun Suriye'de Arap İmparatorluğu ilan edeceği ve siyah kalpağını atıp başına bir murassağ bir tac giyeceği şayiaları deveran ediyordu. Zatı fahimaneleri ise Diyarbekir'de bir Türk muhitinde bulunuyordunuz. Arkadaşlarınıza muhalif ve harbin bitiminde Türkiye'nin parçalanacağına müteakip olanların belki birincisi idiniz. Kürtlere hoş görünmek istediniz ve ilk defa olmak üzere, muahharen Elaziz'de idam ettirdiğiniz, Dersim Mebusu Hayri Bey'in kumandasında, karargahınıza merbut bir Kürt taburu teşkil eylediniz. Efrad ve zabıtanı kamilen Kürt olan bu taburun kıyafeti de temamen Kürt kıyafeti idi. Bu tabur efradı şalûşapik ve kolos giyiyor, Kürt hançeri takıyorlardı. Kumandanlar değilse de emirler aralarında Kürtçe olarak söyleniyordu. Bu, Osmanlı ordusunda Kürtlere ilk defa yapılmış bir cemile idi.
Sayfa 23
Kürtçe de çok güzel bir söz vardır " mın xazkir xalke gaskir""..
Reklam
Türkçe, Kürtçe, Arapça, Lazca, Almanca, Farsça, Seslen yeter insanca, Bunlar ikram Rahmanca.
Salarye denen Deylemi Kürt Devleti döneminde bazı komutanların adı "Şermezın” idi. Bu da Şerlek gibi Kürtçe bir deyim olup," Büyük Savaş" anlamındadır.
instagram.com/reel/C5x60aSoqs... Abiler işi büyütmüş araba başı gümrük vergisi alır gibi dfghjk (Kürtçe bilenler daha çok eğleniyor😅 çünkü anlıyor)
128 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Kitap Serdar adlı arayış sahibi gencin yurt dışına göç etmek zorunda kalışıyla başlıyor. Sınırda tanıştığı İhtiyar ile kendi hayatına dair değişimler yaşıyor. İhtiyar ile muhabbetinden; kendi kültürüne/değerlerine ait destanlar, hikayeler, şiirler öğreniyor. Bunlardan büyüleniyor. Ve bu tanışıklıktan, İhtiyar'ın hayatına doğru gizemli bir yolculuğa çıkıyor. Buradan da kendi hayatına dair bir yolculuğa tabii ki de. Kitabın sonuna doğru ise kitabın ismi ile paralel hüzünlü hakikat gerçekleşiyor. Mehmet Uzun, merak ettiğim yazarlardandı. Bu kitap, okuduğum ilk kitabı. Fakat ilk yazdığı eserlerden biri olması hasebi ile midir, Kürtçe'den çeviri bir eserin aslındaki mânâ'yı tam yansıtamamasından mıdır bilmiyorum; kurgusu, dil ve anlatımı bakımından çok sağlam bulmadığımı söylemek isterim.
Yaşlı Rind'in Ölümü
Yaşlı Rind'in ÖlümüMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20174,193 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.