Neden okşamak ve kucaklamakla gidilecek yere, tekme ve tokatla erişmeyi tercih edenlere değer verelim ki? Gülümsemek varken kaş çatmayı, sevmek ve barışmak varken küsmek ve kavga etmeyi huy edinenler zalimlikten gayrı neyin peşinde olabilirler?
Biz pak zihin deyince berrak anlayış ve kavrayışı esas alıyoruz. Bu yüzden İslamiyet zihni bulandıran şeyleri haram saymıştır. İçki gibi, uyuşturucu gibi…
Akıllı kişi ancak üç şey için yola çıkmalıdır: Ahiret azığı, dünya azığı, ve haram olmayan zevkler. Yine akıllı kişiye gerekir ki zamanını gözetsin, dilini korusun ve işini sağlam tutsun. Çünkü sözünü amelinden sayan kimse az söyler; ta ki faydası ve anlamı olsun…
Aklına mağlup olmayan akıllı kişi saatlerini üçe ayırmalıdır. Bir saatinde Rabb’ine münacat etmeli, bir saatinde nefsini hesaba çekip yaptıklarını düşünmeli ve bir saatinde de rızkı için çalışmalıdır.
Unutmayın ki Amerika, hâkimiyet fikrini ekonomiden, askeri güçten ve siyasi gelişmelerden ziyade insanlığın algısını yöneterek sürdürmeyi tercih eder. Bu algı Batı’nın Doğu’ya üstün olduğuna herkesi inandırmakla başlar.
Temiz kalplilik, doğruluk, sabır, dilini korumak, hoşgörü, merhamet, pak zihin ve haddi aşmamak. Babillerin hüküm sürdüğü yurtlarda yaşamış olan Hz. İbrahim’in inanç esaslarıydı bunlar; Hanif anlayış… Bugünkü insanlığın da ihtiyaç duyduğu erdemler silsilesi.
Bazı kavramları çok önemser, asla taviz vermezdi. Temiz kalplilik, doğruluk, sabır, dilini korumak, hoşgörü, merhamet, şükür, temizlik ve sözünde durmak, onun vazgeçilmez ilkeleriydi.”