Konuşmamız başarısızlıkla sonuçlandı. Inhi'nin sabrı taşmış, telaşlı halimle söylediklerim daha da anlaşılmaz gelmişti. Hep öyle değil midir, dil hep davranıştan daha yavaş, daha belirsiz ve muğlak.
Her içtiğinde masada olanları unutan bir mahalleli vardı. Ölüm denen şey, yaşam denen bu bayağı ve ehemmiyetsiz içki sofrasını unutmak için kafaya dikilen bir kadeh içkiydi belki de.