meryem akman

burada zannederler ki, batıda her şey düzgün ve mükemmeldir. öyle yutturulmuşlar. halbuki batının bilimcisinde dahi, "gönül terbiyesi" gelişmemiştir (batıda öyle bir kavram ya da karşılığı sözcük bile yok). insanın iyisi elbette her yerde vardır, ama batıda çoktur zannetmeyin sakın. yoksa bugünlerde türkiye'nin başına batıca örülen çoraplardaki gibi hüsrana uğrarsınız. hele hiç unutmamalıyız ki amerikalının, ingilizin gelenek ve göreneğinin altında inanılmaz derecede bir maddi hırs ve de onun bunun, gariban ülke ve halkların varını yoğunu gasp etmek için mubah saydıkları yalan dolan, kandırma ve hırsızlık yatar.
Reklam
sonradan anladık ki hem sağın hem solun içini boşaltmışlar; iş, solcu eşittir anti-faşist, milliyetçi eşittir anti-komünist'e indirgenmiş; bizim konuyla hepsi anlaşılıyordu, kimin ne olduğu. hepsi aslında abd'nin birtakım dümenlerinin içindeydiler. ben başta anladım. bu işlerin türkiye'den olmadığını, dışarıdan bu hale getirildiğini çok erken anladım.
araştırıcı ruhta yetişen, çözümleri kendileri bulan insanların kendilerine güveni artar. türkiye'de bilhassa bunun tam tersini görüyorsun. tepeden tırnağa böyle; okulda da böyle, doçenti de böyle. "ya işte onlar yapmıştır." yahut "onlara soralım..." ben kendim yapayım, neymiş yok. devlet kademesinde de imf'ye soralım, yabancı uzman çağıralım. biz bilemeyiz onlar bilir. onun için bu hallere geldik.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
türkiye'nin en birinci sorunu tepeden tırnağa aşağılık duygusuyla kıvranmasıdır. en kötü hastalıktır bu, tedavisi de en zordur. aşağılık duygusundan nasıl kurtulursun? "biz tarihte şöyleydik, böyleydik", hamasi sözlerle olmaz. bir şeyler yaptıkça, sorguladıkça, sonuca ulaştıkça atılır bu duygu.
önemli olan, bir şeyleri sorgulayabilmektir. yani matematikte olsun, temel bilimlerde olsun, ve hayattaki her etkinlikte, önemli, can alıcı soruları sorabiliyorsan, işin yarısını halletmişsin demektir. ondan sonra bol bol terleyeceksin.
Reklam
şehirler, zamanı hızla tüketen bir makineyi andırıyor, ruhsuz ve köksüz. insan için sabahın erken saatlerinde başlayan koşturmaca akşamın karanlığında bitap bir şekilde sonuçlanıyor. her gün tekrarlanan bu hayat tarzı, yaşarken ölmüş ama farkında olmayan insanın hazin yolculuğunun adıdır. insan böyle bir hayatın ancak kölesi olur. kölelerinse tercih hakkı yoktur.
120 syf.
·
Puan vermedi
Muhit - Sayı 49 (Ocak 2024)
Muhit - Sayı 49 (Ocak 2024)Muhit Dergi
8/10 · 47 okunma
"amerika'ya gıcık oluyorum, sömürge oluyoruz, bu kurtuluş savaşını niye yaptık, deyip duruyorum."
Reklam
meryem akman

meryem akman

, 2024 okuma hedefini ekledi.
2024 OKUMA HEDEFİ
10/40 kitap - %25 tamamlandı
10 kitap okudu
40 kitap
2.940 sayfa
0 inceleme
16 alıntı
7 günde 1 kitap okumalı.
279 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.