M.Fatih Deniz

M.Fatih Deniz
@memetfatih
En büyük hazinemiz aklımızdır. O.A
Sınıf Öğretmeni
İstanbul Üniversitesi
İstanbul
58 okur puanı
Kasım 2014 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Boynumuz yiğit boynu,bükerse sevda büker.
Reklam
272 syf.
8/10 puan verdi
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde
8.5/10 · 71,6bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
2023 OKUMA HEDEFİ
2/50 kitap - %4 tamamlandı
2 kitap okudu
50 kitap
464 sayfa
0 inceleme
0 alıntı
M.Fatih Deniz tekrar paylaştı.
Öldü anne ve mutfaklar kilitlendi Kilerler boşaltıldı farelerce Anne gitti ve evler döndü yazlık otellere Anne gitti ve sular buruştu testilerde Artık çamaşırlar yıkansa da hep kirlidir Herkes salonda toplansa da kimse evde değildir Bir vakitler anne açarken kapıyı Şimdi kimse yok kapayacak kapıyı Anne gitti ve açıklandı ki Yarasalar da incir buğusu gibi birşeydi’ ‘Ve o kadınlar nereye gittiler Anne olan sevgili olan o kadınlar Çocuklarının üzerine titreyen Kirpiklerinde hep aynı Sevgi ve merhamet ışığı O kadınlar gökyüzüne mi çekildiler Eleğimsağmalara mı göçtüler’ Sezai Karakoç #EmineBulut
Reklam
Şunu çok sık duydum. "Falanca yazarı çok seviyordum, ama son yaptıklarından sonra onu bir daha okumayı düşünmüyorum." Demek ki Dostoyevski'nin zamanında yaşasaydın,kumarbaz diye onu da okumayacaktın. Yazarların özel hayatını unutmak lazım. Yazarların söylediklerini fazla ciddiye almamak lazım. Edebiyat tarihi şahane şeyler yazmış berbat adamlarla dolu. Emrah Serbes
Sait Faik: 'Yazmasaydım delirecektim.' demiş.Halbuki yazdıklarının insanlarda iyi hisler yeşerttiğinin ruh ilaçları olduğunun pek farkında değilmiş sanki. Yazmasaydı; kendi delirmekle beraber Sait Faik okuyamadığı için deliren insanlar da olabilirdi. Hikayelerinde öyle bir yaşama sevinci,öyle bir üslup...
“Birini özlemek onu görmediğiniz zamanın uzunluğuyla değil, onunla birlikte yapmak istediğiniz şeylerin çokluğuyla ilgilidir.”
Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez
Hani Ezel yeniden Eyşan'ı gördüğünde dengesini kaybetmişti. Hani Ramiz dayı, herkesi yenebilirim ama seni yenemiyorum deyip Selma'nın kapısında diz çökmüştü. Hani Keje, Eşkıya'yı tekrar görene kadar 35 yıl tek kelime konuşmamıştı. Hani İzzet Günay, Türkan Şoray'a "Sevgi de yetmiyormuş, çok eskiden rastlaşacaktık." demişti. Hani Savcı Esra, Behzat Komiser'e "Mutsuz olalım, ne var? Biz de mutsuz olalım. Ben seninle mutsuzluğa da varım." demişti. Hani Bilal Ahu'ya "Ahu'm, sen anlamadın. Ben sana gelemem ki yaram var diye. Benim yaram sensin." demişti. Hani Mecnun Leyla'nın öldüğünü öğrendikten sonra bahçede ağlayarak kürekle çukur açmaya çabalarken "Baba beni göm buraya." diye yalvarmıştı. Hani Bekir, "Herkesin inandığı bir şey var bu kodumun hayatında. Benim ki de sensin, n'apıyım?" demişti. Hani Mecnun yolun ortasında Leyla'ya sevgisini haykırırken Leyla da "Ben de seni seviyorum ulan!" demişti. Hani Eylül veda mektubunda Yavuz'a "Belki bir gün bir şiirin içinde rastlaşırız seninle." demişti. İşte böyle kalbi elinde atanlar kimseye yetemedi.
Ölüm döşeğindekilerin affedilmeleri gerektiğinden emin değilim. Her insan ömrü sona ererken sayacı sıfırlamak; bazılarının zulmünü ve aç gözlülüğünü, bazılarının da merhamet ve fedakârlığını sahte bir sofulukla kâr ve zarar hanelerine kaydedip geçmek fazla basit bir çözüm olurdu. Katiller ve kurbanları, zalimler ve mazlumlar ölüm gelip çattığında eşit ölçüde masum sayılacaklar, öyle mi? Her halükarda benim için öyle değil. Benim bakış açıma göre, suçun cezasız kalması da adaletsizlik kadar ahlak bozucudur. Gerçeği söylemek gerekirse, bunlar aynı madalyonun iki yüzüdür.
Sayfa 17
Reklam
M.Fatih Deniz tekrar paylaştı.
Bu dünyada sana kötülük yapmak isteyen insanlar çıkacak karşına, ama unutma ki iyilik yapmak isteyenler de çıkacak. Kimi insanın yüreği karanlık, kimininki aydınlıktır. Geceyle gündüz gibi ! Dünyanın kötülükler ile dolu olduğunu düşünüp küsme, herkesin iyi olduğunu düşünüp hayal kırıklığına uğrama ! Kendini koru kızım, insanlara karşı kendini koru !
Bazı insanlar ancak yazarken düşünür. Adam da onlardandi. Bu onun için hem bir ayrıcalık hem de bir engeldi. Eli kalem tutmadığı zaman zihni daldan dala atlıyor, fikirleri ehlileştiremiyor veya bir mantık inşa edemiyordu. Düşüncelerinin bir düzene girmesi için yazmaya başlaması şarttı. Onun için düşünmek, elle yapılan bir etkinlikti. Bir anlamda nöronları parmak uçlarındaydı. Neyse ki parmakları becerikli ve oynaktı.
Sayfa 16
Gülce
GÜLCE Uçurumun kenarındayım Hızır Ulu dilber kalesinin burcunda Muhteşem belaya nazır Topuklarım boşluğun avcunda Derin yar adımı çağırır Dikildim parmaklarımın ucunda Bir gamzelik rüzgâr yetecek
1.859 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.