Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Elif Sena

"Anılar hızlanmış gözyaşlarını yavaşlatmaya yardım eder."
Reklam
"Görüyorsun, Küçük Ağaç, öğrenmenin yapmaktan başka yolu yok. Senin buzağıyı almanı engelleseydim, her zaman bir buzağın olması gerektiğini düşünecektin. Sana satın almanı söyleseydim, öldüğü için beni suçlayacaktın. Yaşam içinde öğrenmek zorundasın."
Sayfa 111Kitabı okudu
" Her şeyin doğduğu (Ve her zaman bir şeyin, hatta fikrin bile doğduğu) baharda yaygara kopar. Bir bebeğin kan ve acıyla doğması gibi bahar fırtınaları vardır." Büyükanne, bunun, ruhların yeniden maddi biçimlere büründüğü için kopardığı yaygara olduğunu söyledi. Sonra yaz vardı... Bir de yaşlanma, zamanın gerisinde kalma, ruhen üşüme... gibi tuhaf ve benzersiz duyguları hissetmemizi sağlayan 'güz' vardı. Bazı insanlar buna eskiye özlem ve hüzün derdi. Kış... Ölen ya da ölü gibi görünen her şeyle birlikte kış... Kıştan sonra baharın doğuşu gibi yeniden hayat bulan bedenimiz... Büyükanne, Çerokilerin bunu bildiğini ve yıllar önce öğrendiklerini söyledi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Doğal olarak..." dedi, "Anlayış ile sevgi aynı şeydir; insanların anlamadıkları şeyleri severmiş gibi görünmeye çalışarak çok fazla arka plana atmalarının dışında. Ki bu da yapılamaz."
Ve bu yüzden o yola Gözyaşı Yolu adını verdiler. Çeroki ağladığı için değil... Yola, Gözyaşı Yolu adını verdiler çünkü bu ad romantik geliyor ve yoldan geçenlerin hüznünü anlatıyordu. Bir ölüm yürüyüşü romantik değildir oysa... Annesinin kollarında, annesi yürürken kapanmayacak gözlerle sarsılarak gökyüzüne bakan katılaşmış bebek hakkında şiir yazamazsınız. Karısının ölü bedenini yere koyarak geceleri birlikte yatan ve sabah yeniden omzuna alan -ve en büyük oğluna, en küçüğün bedenini taşımasını söyleyen- babanın şarkısını söyleyemezsiniz. Ve bakamazsınız... Sözünü edemezsiniz... Ağlayamazsınız... Dağları hatırlayamazsınız.
Reklam
"Geçmişi bilmezsen bir geleceğin olmaz çünkü. Halkının bir zamanlar nerede olduğunu bilmezsen, nereye gittiğini de bilemezsin.
Farklı sözcükler konuşan insanların müziğin sesini dinleyerek aynı şeyi hissedebileceğini söyledi.
Sanırım bugün düşmana "düzen" deniliyor ama ister şerif, ister devlet ya da federal gelir memuru, isterse politikacı olsun, Büyükbaba onların hepsine, insanların nasıl yaşayıp geçinebileceklerine aldırmayan güçlü canavarlar anlamında "yasa" diyordu.
Yaşlı Tel-qui bazı insanlara benzer. Her şeyi bildiğinden, çevresinde ne olduğunu görmek için asla bakınmaz. Başı bir şey öğrenemeyecek kadar yüksektedir.
288 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.