Beyoğlu'nun, Cihangir'in o kışkırtıcı kalabalığında, tarif edilemeyen bir çekicilik vardı:Caddede birbirilerine çarpa çarpa yürüyen kızlı erkekli öğrenci kalabalığı, iki yana sıralanmış müzik dükkanlarından yükselen etnik müzik karmaşası, koftecilerden, hamburgercilerden yayılan kokular,genc kız kahkahaları, sinema afişleri,genç yüzleri parlatan ışıklar, sanat galerileri,çevreyi şaşkın şaşkın süzen turistler,rock,caz,hip-hop kulüpleri,türkü barlar,pos bıyıklı erkekler, travestiler, uzun saçlı küpeli oğlanlar, pavyonlardan çıkan yıpranmış, ağır makyajlı konsomatrisler, Balık Pazarı'nın çıldırtıcı yeme içme şehveti, çıplak ampuller altında pırıl pırıl pırıldayan balıklar,renk renk meyve,sebze yığınları, peynir, pastırma dükkanlarından yayılan çemen kokusuna karışan ağır anason...