Amine
@myalelinfiradd
Kalbinizin hassaslığı içinizin naifliğindendir.
Lisans
333 okur puanı
Şubat 2020 tarihinde katıldı
Muhabbet kuşumuz öldü
Arkasında uçuşan tüyleriyle mavi bir sonbahar bırakarak
Biliyorsun ölüm, mavi boş bir kafestir kimi zaman
Acıyı hangi dile tercüme etsek şimdi yalan olur Pollyanna
Sayfa 47 - MetisKitabı okudu
"Gece açılıp gündüz kapanan bir parantezdim,
Sözler vardı içimde işe yaramayan
Sözlerle konuştum karanlıkta..."
Sayfa 41 - MetisKitabı okudu
Her Dem Yeni Doğarız/ Bizden Kim Usanası?
Dervişliğe, ölüme ve adalet(sizlik)e ilişkin yazılan ölümsüz bir eser.Ölümün bir durak,bir menzil olduğunu bu öyküden geçerek öğreniyoruz.
Derviş ve Ölüm'de mutlak dini doğrular üzerine kurulu dünyasında yaşayan Mevlevî şeyhi Ahmed Nureddin'in, erkek kardeşinin suçsuz yere tutuklanıp idam edilmesinden sonra düştüğü derin karmaşayı ruh dünyasındaki çelişkileri, gelgitleri incelikle işler.
"Ahlaki olanla politik olan arasındaki çatışmayı eksene alması,geleneksel bilgeliğin modern zamanlarla karşılaşması, 'öteki'nin ölümü üzerinden adaleti sorgulaması bakımından son derece değerli bir hikâyedir; çok önemli bir meseleyi önümüze getirir." 
Sadık Yalsızuçanlar
Okur Takip Önerileri
"Ümidi Allah olanın kalbine kimse umutsuzluk ekemez. Allah tüm dertlerin mükafatına kefildir."
Ayşe Şasa
HİÇ 11: ANLAMAK & ANLATMAK
Anlatmak çok konforlu, kolay. Sadece konuşmayı gerektiriyor anlatmak. Anlamak ise daha zor. Durmayı, kulak kesilmeyi, o anlatırken içimizdeki sesleri susturmayı, yargıçların ağzını kapamayı, cevap verme arzusunu dindirmeyi gerektiriyor.
Tek bir ağzı, iki de kulağı var insanın. Anlatmaya az, dinleyip anlamaya daha çok yer vermesi için olabilir mi?
Zannediyoruz ki, insanlar anlattıkça değişecek, büyüyecek ve dönüşecek. Halbuki insan en çok anlaşıldığında değişimin kıyısına geliyor. Anlaşıldığında sakinleşip yumuşuyor. Anlaşılınca alıcılarını açık hale getiriyor. Anlaşıldıktan sonra anlattıklarımızı duymaya başlıyor.
Anlatmaya odaklanmaktan önce anlamaya odaklanalım diyorum. “Hani şöyle yapıyorsun/yapmıyorsun ya, bana neden böyle olduğunu anlatır mısın?” ile başlamak, sonra sözümüzü söylemek gerek.
Mehmet Teber
"İnsan düşlerinin altın kuşları nerelerdedir? Hangi sayısız deniz ve aşılmaz dağlar aşılarak ulaşılır onlara ? "
Sayfa 270 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
" Hayatı aşağıya doğru çeken, kendi kendileriyle çatışmaya başlayan düşüncelerdir. Bu arada yeni düşünceler doğar ve her şey gerçekleştirilmeye başlanmadıkça, bu düşünceler güzeldir. Var olan değil, arzu edilen şey güzeldir. İnsanlar, güzel bir düşünceyi keşfedince, kirlenmemesi için camekân içine gizlemelidirler. "
Sayfa 259 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
" Bense, aksine, düşünen iki insanın kolayca anlaşabileceklerine inanıyorum. "
Sayfa 257 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
"İnsan kaybolmayı ister mi?
Ben işte istedim bayım."
Sayfa 36Kitabı okudu
"Bir zamanlar meydan okumak isterdim.
Kaç meydanını okudum da bu hayatın
Yalnızca iki harf öğrendim:
A
H!
Sayfa 31 - MetisKitabı okudu
Amine tekrar paylaştı.
"İnsan unutandır ve insan unutulmaya mahkûm olandır."
Sayfa 19 - Metis YayınlarıKitabı okudu
"Kaçtığın şey içinde saklıysa, gittiğin her yere onu götürürsün."
"Sözlerimiz bir kalbe dokunmuyorsa,
bir de susmayı deneyelim."
Müslim Coşkun