Gerçek aşk sahte aşkın bedelini ödüyordu. Ne yazık ki erkekler aldatmanın ilk darbelerinin genç bir kadının ruhundan çiçekleri nasıl söktüğünü öğrenmedikçe bu mantıksızlığa sık rastlanacak.
Yıldız zamanı ne demek?’ diye sordu Momo. ‘Dünyada, zamanın akışı içinde bazen önemli anlar vardır,’ dedi Hora Usta. ‘Bu anlarda en uzak yıldıza kadar evrendeki her şey, yalnızca tek bir defaya özgü olmak üzere tek bir konum alır. Ne öncesine ne de sonrasında bu konum bir daha asla meydana gelmez. Ama ne yazık ki insanlar bundan yararlanmasını bilmiyorlar ve yıldız zamanları belirsizce kayıp gidiyor. Fakat bunu bilen biri oldu mu, dünyada çok büyük olaylar olur.’ ‘Belki de bunun için böyle bir saat gereklidir,’ dedi Momo. Hora Usta gülerek başını salladı. ‘Saatin kimseye yararı olmaz. Onu okumasını bilmeli.
Ne yazık ki en cesurumuz bile kendi gölgesinden çekiniyor.
"Ne yazık ki kadınlar en çok kendilerine acımasız davranılmasından zevk alır. Son derece ilkel içgüdülere sahiptirler. Her ne kadar biz onları çoktan azat etmiş olsak da hâlâ efendilerini bulmaya can atan köleler olarak kalmakta ısrar ediyorlar. Kadınlar kendilerine hükmedilmesine bayılırlar."...
Sayfa 120
"Onu affettim, belki yüz defa, hem de yalnızca bir bakışı, bir jesti, kafasını yana atıverişi uğruna. Böyle zamanlarda ne yaparsa yapsın ona kızmak mümkün değilmiş gibi gelirdi bana. Ne yazık ki çoğu zaman tam da böyle anlarda saldırmayı seçerdi..."
Sayfa 270 - Pegasus
Bizler de dönüşüyoruz ne yazık ki!
“Peki hayatı önemsemeyeceksek, neyi önemseyeceğiz? Hayat yüce Tanrının asla iki kere bağışlamadığı tek nimettir. Heyhat! Ulu Tanrım! Ama doğru, önem vermiyorlar! Ben 70'te gördüm onları; bu lanet olası savaşlarda ölümden korkuları kalmıyor ki; tam manasıyla birer deli olup çıkıyorlar; ciğeri beş para etmez serserilere dönüyorlar, insanlıktan çıkıp aslan kesiliyorlar.”
İlk devir Müslümanlar İslam'dan mülhem olarak, akıllarıyla evren-dini kavrayarak, Batı'nın karanlık devrine karşılık olan bir zamanda parlak bir medeniyet oluşturmuşlardır. Bu parlar medeniyetin ışığından Batı da 10. yüzyıldan itibaren aydınlanmaya başlamıştır. Bu ışıkla bugünkü medeniyetlerini temellendirmişlerdir. Bugün ise Müslümanlar, geçmişlerini unutarak, ne yazık ki bugün onların karanlık devrine düşmüştür.
Ne yazık ki efendim ben Jüpiter diye birini tanımıyorum, hayatımda böyle biriyle içki içmişliğim yoktur.
İçinden: " İşte atılgan ve sağlam bir kafa, dedi , ne yazık ki corpus debile (vücut çürük). "
“Yunan mitolojisindeki Pandora’nın kutusu hikayesini bilirsin. Açılmaması gereken kutu açılır açılmaz hastalık, keder, kıskançlık, açgözlülük, şüphe, ihanet, açlık ve kin gibi aklı gelebilecek her türlü kötülük ve uğursuzluk kutudan sürünerek kaçmış, gökyüzünü kaplayarak uçup gitmiş. Bundan sonra, insanlar ne yazık ki sonsuza kadar sefalet içinde acı çekip kıvranmak zorunda kalmış. Ancak kutunun köşesinde haşhaş tanesi kadar küçük, parıldayan bir taş kalmış ve taşın üzerine belli belirsiz ‘umut’ kelimesi yazılıymış.”
Sayfa 8 - İthaki Yayınları
Ne yazık ki...
Kaybedilmişti artık her şey. Geri getirilemez şekilde.
Sayfa 16 - Pegasus Yayınları - 1.Baskı (Mart 2018)Kitabı okuyor
“Büyük ölçekli politik ve toplumsal sistemlerin kurulmasına yol açan çiftçiliğin yarattığı baskının çok geniş etkileri vardı. Azimli ve çalışkan çiftçiler, ne yazık ki, o günkü çalışmalarının karşılığı olarak ulaşmak istedikleri ekonomik güvenceye neredeyse hiçbir zaman ulaşamadılar. Her yerde ortaya çıkan yöneticiler ve seçkinler, köylülerin emeğiyle ürettiği fazla gıdayla beslenip, çiftçileri de zar zor hayatta kalabildikleri bir yaşama mahkum ettiler.”
Haklılık payı var gibi ne dersiniz?
Bize kendimizi iyi hissettiren şeylerin cazibesine boyun eğerken, "Bunu şimdi yapmak hiç içimden gelmiyor, en iyisi yarın yapayım" diye düşünerek bu tercihimizi duygusal bakımdan meşrulaştırırız. Fakat ne yazık ki bunu yarın da yapmayacağız!
Geçmiş olsun..:d
“Ne yazık ki çok zalim bir aşka tutuldum; artık ipleri elime almam mümkün değil.”
En Büyük Türk Kahramanı Kür Şad
Bu muhteşem saldırışın muhteşem kahramanlarını bilip tanısaydık ne hoş olurdu! Adlarını bile bilmediğimiz bu örneksiz fedailer acaba nasıl insanlardı? Kaç yaşlarında idiler? Hangileri hangi savaşlardan arta kalmışlardı? Anaları, babaları yaşıyor mu idi? Çocukları var mıydı? Seviyorlar mıydı? Karıları, sevgilileriyle son defa neler konuşmuşlar, neler düşünmüşlerdi? Yazık, hiçbirini bilmiyoruz.
Resim